KAUNOS’TA TARİHİ SOLUMAK / Ahmet Meke / MUĞLA'DAN DÜNYAYA

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Kaunos Antik Kenti, kaya mezarları, Demeter Kutsal Tapınağı, 5 bin kişilik tiyatrosu, tuz havuzları/tavaları, bazilikası, hamam ve agorası ile antik tarihe adeta tarihte yolculuk yapmamızı sağlıyor. Bu haftaki yazımda Kaunos Antik Kenti’ni ziyaret edeceğim.

Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan Mahallesi'nde yer alan Kaunos Antik Kenti'ne tur tekneleri ile yaklaşık 10 dakika süren bir yolculuk ardından ağaçlarla kaplı yoldan 15 dakika yürüdükten sonra 5 bin yıllık antik kentin kapılarını aralıyor.

Kentin tarihsel olaylarını kısaca hocam Prof. Dr. Cengiz Işık’tan dinleyelim; "Zamanla denizin alüvyonlarla dolmasıyla liman özelliğini kaybetti. Tarihin babası Heredot'a göre Kaunoslular Karia'nın yerli halkındandı ama kendilerini Giritli sayıyorlardı. Coğrafyacı Strabon da Kaunos'un tersanesinin ve ağzı kapanabilen bir limanının bulunduğunu yazıyor. Kentin limanı akropolün aşağısındaki Sülüklü Göl'dü. O zaman deniz Kaunos'un akropolüne kadar gelmekteydi. Perslerin Anadolu'yu bütünüyle ele geçirmesi üzerine kent Mausolos'un yönetimine girdi. MÖ 334'de İskender'in Persleri yenmesi üzerine kent, Prenses Ada'nın, sonra Antigonos'un, daha sonra Ptolemaios'un yönetimine girdi. Rodos Krallığı, Bergama Krallığı ve Roma egemenlikleri altında kaldı. Limanın dolmasıyla da önemini yitirmeye başladı."

Tarihteki ilk coğrafyacı olan filozof Strabon, “Kent kapatılabilen bir limana ve tersanelere sahiptir” diyerek Kaunos’un antik çağdaki konumunu bize açıklamaktadır. Ancak dönemde Anadolu kıyılarında bulunan pek çok liman kenti gibi bugün Kaunos'ta kıyıdan hayli içeride kalmıştır. Antik kente varıldığında ilk dikkat çeken kalıntılar, kayalara oyulmuş mezarlarıdır. Büyük ve görkemli olanlar cepheden in-antis planlı ion tapınaklarını hatırlatmaktadır.

Kentin; kaya mezarları, Demeter Kutsal Tapınağı, 5 bin kişilik tiyatrosu, bazilikası, hamam ve agorasının yanı sıra dikkat çeken en önemli özelliklerinden bir tanesi de tuz havuzları/tavalarıdır. Deniz kenarına yapılan bu havuzlar/tavalar ile deniz suyundan tuz üretimi gerçekleştirilmiştir. Antik çağda Kaunos'ta çıkarılan tuzun büyük bir önemi sahip olduğu ve çıkarılan tuzun göz merhemi yapımında kullanıldığını öğrenilmiştir.

Kaunos adlı kitabında kendisini Kaunos'ta ki kazılara kendisini 2 şeyin özendirdiğini söyleyen Prof. Dr. Cengiz Işık, bunlardan birinin kral mezarları, diğerinin ise kent surları olduğunu söylemiştir. Surlar, Kaunos'un batısında antik limandan başlayıp, topografik yapıya uyarak bazen keskin, bazen yumuşak dönüşler yaparak Balıklı Dağı'nın zirvesine kadar ulaşır. Yer yer genişliği 4 metreyi bulan surlar taşlar yontularak, birbirine geçirilerek harçsız olarak yapılmıştır. Surların yapıldığı bölge, çalışmanın zor olduğu sarp bir yerdir.

Kente gelenler, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunan 2 bin 400 yıllık kaya mezarları ile büyülenip 5 bin kişilik tiyatroda soluklanıyor, bazilika, hamam ve agorada dolaşıp, 1300 yıllık mozaikleri inceliyor, Demeter Kutsal Tapınağı'nda da fotoğraf çektiriyor.

Yazıma Prof. Dr. Cengiz Işık hocamın bir röportaj sırasında Kaunos için söylediği çok hoşuma giden sözlerle son veriyorum. “Kaunos en çok ziyaretçi çeken ören yeri, kaya mezarları 2 bin 400 yıldan bu yana geçmişin dilsiz şahitleridir.

Ahmet MEKE

CBS Uzmanı / Arkeolog

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.