Turan Serin
KARAOVALI GIRDIN ALİ 1
Daha önce sizlere Karaova'lı bazı güzel insanları simaları yüzleri anlatmıştım.
Bugün de sizlere Karaova'lı
Güzel Karaova köylerinden
Sazköy'den Gırdın Ali'yi anlatacağım.
Sağ mı yaşıyor mu bilmiyorum...
Onun bir anısı kalmış aklımda...
Lakabı Gırdın Ali...
Başka adı sanı var mı?
Soyadı nedir
Onu da bilmiyorum.
Hısım akraba çocukları torunları varsa bana güzel insanın fotoğraflarını ulaştırırlarsa çok memnun olurum.
" HAYATIN İÇİNDEN " köşemde paylaşırım...
**
Yıl 1960 lı yıllar..
Biz ilkokula gidip geliyoruz...
Hergün Çocukmezerliği Yeniköy arasını
küçük küçük ayaklarımızla
adımlarımızla çiğniyoruz...
Gidiş dönüş 24-25 kilometre yol..
En büyüklerimiz Enver ve Niyazi efem.
Enver en küçük amcam...
Babam en büyükleri
Babama Küçük Memet lakabını takmış köylü boylu...
Mehmet'lerin en küçüğü diye..
Oysa 1.80 boyunda pehlivan gibiydi merhum...
koca şapkalı koca yürekli güzel insan
Neyse ayrıntıya girmeyelim...
Yazmaya anlatmaya devam edelim..
Niyazi Mustafa amcamın büyük oğlu.
Tayyar ve ben onların küçüğü...
Yaşar, Cafer ve Mehmet efeler ilkokulu bitirmişti...
Sırtımızda karadimiden okul çantaları.
Şimdiki kot pantolon kumaşları gibi sağlam..
Renkleri siyah..Yıka yıka kullan.
Bahçekuyu'yu geçtik Küçükkoğlu mevkine geldik...
Daha henüz yeni yol açılmış değil.
Piyasada görünürde sarı boyalı
grayderler dozerler yok...
Küçükkoğlu düzlüğünden geçtik.
Tepeye çıkabilmek için önümüzde
beş altıyüz metrelik taşlı yol var.
İlkokula gidiyoruz.
Sanırım mevsim güz...
Önümüzden poyrazdan hafif hafif
bir yel rüzgar yüzlerimizi okşuyor...
Tepeye çıkarken sağ tarafta çomkam çam ağaçları var...O güzel ağaçlar rüzgarı birazcık olsun kesiyor...
Tam tepeye çıkarken uzun bel yeşil renkli bir jip adeta ormanlarla kür çalılarla rengi uyum sağlarcasına geliyor.
Ön farları açık. Biz ilkokul çocukları yolun sağına soluna çekildik...
Dat düt diye korna çaldı.
Baktık
Şoför ANTER MEHMET abi.
Dedemin kardeşi Hatiçe halamın
büyük oğlu.
Yanındaki GIRDIN ALİ..
Beraber ortaklaşa jip almışlardı.
Zaman zaman taşlı tozlu yolları aşıp
Karaova'dan Çocukmezerliğine gelirlerdi.
Denk gelirse bizi arabaya alırlardı...
Gırdın Ali'yi de öyle tanımıştık.
Arabanın arkasında kim var bilmiyoruz.
Onlar jiple Küçükkoğlu 'ya doğru inişe geçtiler. Bizde şarkı türkü söyleye söyleye okulumuza gidiyoruz...
O gün mü yoksa başka bir gün mü ?
şuna da tanık olduk...
Onbeş yirmi kadar helikopter Bodrum tarafından geldi.
Karaova üzerinden Milas'a doğru geçti.
Onları görünce çok heyecanlanmıştık.
Öyle ya. Ne oluyordu?...
Yoksa o zaman bir tatbikat mı vardı...
Ya da bir paşa başbakan cumhurbaşkanı mı geçiyordu...Bilmiyoruz..
Bizde KOVANCI YOKUŞUNDAN aşağı sarkmıştık...
İniş aşağı yürümesi kolay.
Akşam üzeri yokuş yukarı çıkması var zor..
Yolda toprak yok desen yeri.
Kovancı Yokuşu yolu bir yılan gibi
uzayıp gidiyor ...
Çokta güzel bir görüntüsü var..
Yol hep taş çakıl...Yağmur çay suları toprağı eritip götürmüş. Geriye çaķılı taşı kalmış. Yer yer oyuklar oluşmuş...
Dağdibine iniş aşağı olunca çabuk indik.
Oradaki evlerin çocukları da bize katılırdı. Köpeklerden korksakta kalabalık olunca biribirimizden cesaret alırdık...Köpekler bizden korkardı.
Ya bize alıştıklarından
Ya da öğrenci çocuk oluşumuzdan bize pek dokunmazlardı. Bir iki havlar susarlardı...
Kara Amit (Ahmet)
Koca Toz ( Hüseyin)
Çiftlikli Nenenin torunları
Yalnız Süleyman
Deveci Hamza
Deveci Arnavut
Deveci Hasan dayının çocukları derken
bir tabur olur okul yolunda yürürdük...
İlkokulumuz çok güzeldi.
Tam bir CUMHURİYET OKULU idi.
Taş duvarlı upuzun uzanırdı...
Gören imrenirdi.
Hükümet binası gibi
Bodrum'daki askeri kışla gibiydi.
Değerli okuyanlar okuyucular elinizde
Yeniköy, Mumcular eski taş duvar ilkokulu fotoğrafları var ise bana gönderin...
Bir tarih var olsun hep yaşasın...
O güzel zamanları anları hep birlikte yaşayalım yaşatalım...
Yeniköy'ün en büyük binasıydı.
Önünde 1955 tarihi yazan kırmızı
beyaz boyalı çeşmesi vardı.
Suyu Sarnıç Başı dediğimiz bir
tepeden gelirdi...
Zamanında el beden gücü ile
demir borularla su getirilmiş..
Şimdi tamtakır susuz..
Keşke yetkililer el atıp 1960 lı yıllarda ki gibi şırıl şırıl suyunu akıtsa..
Her tenefüste çeşmeye koşar su içerdik...
Şimdilerde bembeyaz...
1955 tarihi mavi renkli...
Tertemiz pırıl pırıl duruyor.
**
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.