Muğla Haber
KARAOVA ORTAOKULU VE ÖĞRETMENLERİ - Bölüm-4
Bizim
Hepimizin
Aslı nesli belli....
Hepimizin anası babası kardeşleri var...
Aslımızı neslimizi hayatımızı yaşadıklarımızı saklayacak gizleyecek bir yönümüz,
bir durumumuz yok...
Neysek oyuz işte demeliyiz...
Adımız Ayşe olur Fatma olur
Adımız Ahmet olur Mehmet olur...
**
HAYATIN içine gerisine ilerisine baktığımızda hep bir mutluluk hep bir umut doğar yüreğimize...
Bazen de bir hüzün, kaygı örtü olur üstümüze...
Yüreğimiz alır götürür bizi sevinçlere mutluluklara hüzünlere kaygılara...
Yaşamak yaşatmak var işin içinde...
**
Hepimiz bu güzel Anadolunun bereketli topraklarının güzel insanlarıyız...
Neden ekmeğimizi suyumuzu paylaşırken anılarımızı yaşadıklarımızı paylaşmayalım...
Anadolu adı boş ad değildir..
Bu güzel toprakların yüreğinde,
bağrında nice analar yaşar yaşamıştır...
Analar evlatlarına bakarken
başka nice evlatlara da analık yapmıştır...
Onları bağırlarına basmış,
Sofralarına oturtmuş onların karınlarını çoktan doyurmuştur bile...
**
Tabi bu arada bu Anadolu adı nereden geldi diye de merak edenlerimiz çıkar merakta ederiz...
Öyledir.
Bende hep merak ederim.
Tarihin derinliklerine indikçe
Anadolunun şişman KIYBELE anasının taş olmuş oturan halini görürsünüz...
Bedenleri toprak kokan topraklaşmış,
Elleri yarılmış, nasırlaşmış
Alınları yüzleri kırış kırış olmuş
Sanki bir toprağa dönüşmüş analar karşılar sizi...
Onları cephede görürsünüz...
Cepheye ekmek su
Cepheye silah mermi taşırken görürsünüz...
Adı Kara Fatma'dır
Adı Nenehatun'dur....
Daha nicesi bu toprakların sahibi anası olarak meydanlara çıkmış yanlışlara, bağnazlara, işgalcilere dur demiştir...
Daha nicesi silahını kapmış MEHMET MEHMETÇİĞİN yanında saf tutmuştur..
Düşmana silah sıkmıştır...
O elleri ayakları öpülesi analar kadınlar kızlar olmasa bu dünya ne işe yarar...
**
Anadır o...
Birgün
Vatan yurt savunması yapan askerlerin
yorgun argın aç susuz cepheden dönen askerlerin dönüşünü gören bir ANA hemen evine koşar...
Ayran su doldurur torunu ile kalaylı bakır kaplarına...Toprak desti kaplarına
Kaptığı gibi askerlerin
Doğru geçecekleri yola varır...
Ekmek bir yana askerler susamış...
Gelen askere ayran su dağıtmış...
Su ayran isteyen askerler de
"doldur ana"
" ana doldur"
"Anadoldur "
"Anadoldur " deyip deyip
Suyu ayranı içiyorlar içiyorlar geçiyorlar...
Suyu ayranı içiyorlar içiyorlar geçiyorlar...
***
Bir bakmışlar yol boyu kadınlar analar dizilmiş
Su ayran dağıtıyorlar....
Askerler komutanlar burada duygulanıp
" ANA DOLU"
" Her yer ANA DOLU"
deyip deyip geçmişler...
Anaların kalaylı bakır kaplarından toprak desdilerinden sularını ayranlarını
içip içip geçmişler..
Hep burada "ana çok" "anaçok" anlamında ;
"ANA DOLU"
"ANADOLU" demişler
(Burada dolu çok anlamındadır...)
Askerler " ANA DOLU"
"ANADOLU" derken
Bu yaşadığımız bu güzel topraklarının
Bu şekilde ANADOLU adını böyle aldığı tarihe geçtiği rivayet edilir...
Tarihte adı ANADOLU olmuş çıkmış....
Ne güzeldir bu topraklar
Ne güzeldir bu vatan
Bu ANADOLU...
**
Bu güzel topraklara ANADOLU demişler...
Üzerinde yaşayanlara ANADOLU İNSANI demişler...
Bu güzel topraklarda yüreği temiz güzel insanlar yaşar...
Yokluğuna kıtlığına bakmaz size bulur buluşturur sofrasını açar...
Yüreği yufka
Yüreği sevgi doludur Anadolu insanın...
**
Boşu boşuna bu adı almamıştır...
Analar nice yiğitler kahramanlar
nice şairler yazarlar doğurmuştur...
Anadolu nice alimler bilginler yetiştirmiştir...
Koca güzel yurdumuzu
Misafirperver inanlarımızı seviyoruz biz...
**
Neyse biz
Ertesi gün demiştik üçüncü bölümde
Kaldığımız yerden devam edelim.
Anam babam ben erkenden kalktık.
Ocağın başına açtığımız sofrada kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltıda tarhana çorbası...
Üzerine
Gözümüzü açsın diye birer ikişer kupa çay içtik...
Babamla ben Çocukmezerligine gideceğiz...
Yağımız tuzumuz oradaki küçük toprak dam evimizde...
Biten zeytin yağını doldurup geleceğiz.
Bende Enver, Niyazi efemin işime yarayacak varsa duruyorsa kitaplarını defterlerini isteyeceğim...
Onları heybeye doldurup geleceğim.
Okulların açılmasına az bir zaman kaldı.
Babam eşeğe heybeyi attı..
Bir yüksekçe taşa eşeği yanaşırdı.
Eşeğe bindi.
Ben arkada düştük yola...
TAŞ DÖŞENEN yeri geçip kubbeli Bahçekuyu sarnıçına geldik...
Burada hemen hatırlatalım.
******
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.