Kalın Bağırsak Kanserlerinin tedavisi mümkün

Günümüzde her geçen yıl artarak devam eden kanser hastalıkları ameliyatları Muğla Devlet Hastanesi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde de yapılabiliyor . Önceden başka illerde yapılan ameliyatlar için artık hastalar İzmir ya...

Kalın Bağırsak Kanserlerinin tedavisi mümkün

Günümüzde her geçen yıl artarak devam eden kanser hastalıkları ameliyatları Muğla Devlet Hastanesi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde de yapılabiliyor . Önceden başka illerde yapılan ameliyatlar için artık hastalar İzmir ya da Aydın’a gitmek zorunda kalmıyor. Riskli olan kalın bağırsak kanseri ameliyatı  da artık Muğla’da gerçekleştirilebiliyor. çok zor ve riskli bir ameliyat. Muğla Devlet Hastanesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Doktorlarından Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Polat, kalın bağırsak kanserinin sebepleri, gelişimi, tedavisi ve ameliyatı konusunda Haber Gazetesine önemli bilgiler verdi.

Prof. Dr. Murat Polat; “Kalın bağırsaklar sindirim sisteminin son 170 cm’sini oluşturur. Bunun genişlemiş son 20 cm’lik kısmına rektum denir ve rektum anüs yoluyla dışarı açılır. Rektum kanserlerinin belirti ve tedavisi kalın bağırsağın diğer kısımlarından oldukça farklıdır. Tümü birden kolorektal kanserler olarak ifade edilir. Kolorektal kanserler tüm kanserlerin %10’unu oluştururlar. Akciğer, meme ve prostat kanserlerinden sonra en sık görülen kanserlerdir. Tüm kolorektal kanserlerin 1/3’ü rektumda görülür. Yukarıya doğru gidildikçe daha az görülür. Kadın ve erkeklerde yaklaşık olarak görülme sıklığı esittir. Gelişmiş ülkelerde daha sık görülür. Gelişmekte olan ülkelerde de görülme sıklığı gittikçe artmaktadır”dedi.

Beslenme önemli

Beslenmenin önemini de vurgulayan Polat; “Yağı oranı fazla lif oranı düşük gıdalarda beslenenlerde daha sıktır. Kolorektal kanserlerin %5’inde genetik yatkınlık söz konusudur. Hastalık en sık 60-75 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak genetik yatkınlığı olanlarda 40-45 yaşından öncede kolorektal kanser görülebilir. İki veya daha fazla akrabasında 45 yaşından önce kolorektal kanser görülen kişilerde hiçbir şikayeti olmasa bile genetik yatkınlık araştırmalıdır. Polip dediğimiz kalın bağırsak içersine doğru kabarıkların bazı tipleri de kanserleşebilir. Genetik yatkınlığı olanlarda genellikle önce polipler görülür, sonra bunlar kanserleşir. Kalın bağırsağın kronik iltihabi hastalığı olan kolitis ülseroza da uzun süre sonra kanserleşebilir. Kalın bağırsağın bir kısmında tedavi edilmiş bir kanser varsa dapa sonra geri kalan kalın bağırsakta da kanser görülme sıklığı artar” diye konuştu.

Belirtileri neler?

Kalın bağırsak kanserinin belirtilerini anlatan Polat; “Kalın Bağırsağın başlangıç kısımlarının kanserleri ile rektum kanserlerinin belirtileri genellikle birbiinden farklı olduğundan kolorektal kanserler çok değişik belirtilerle ortaya çıkabilirler. En sık görülen belirti kanamadır. Kanser makata ne kadar yakınsa kırmızı kan görülme ihtimali artar. Makattan uzaklaşıldıkça kestane rengi, siyah ve gaitaya karışık olabilir. Yukarı kısım kanserlerinde ise genellikle kan gaitaya tam karışık olduğundan çıplak gözle görülmez, ancak tahlil sonucunda tespit edilir. Makattan kırmızı kanamanın en sık nedeni hemoroidal hastalıktır (basur). Ancak hemoroidal hastalık kadar sık olmasa bile en ciddi kanama nedeni kanser olduğundan doktor tarafından araştırma yapılmadan kanamayı basura bağlamak doğru olmaz. Bazen de hemoroidal  hastalığı olan kişinin aynı zamanda yukarı kanseri olabilir”dedi.

Bağırsak tıkanıklığı konusunda geniş açıklamalarda bulunan Polat; “kolorektal kanseri olan hastaların %15’inde kısmi veya tam bağırsak tıkanıklığı görülür. Rektum kanserlerinde hastanın tuvalet alışkanlığı değişir, bazen ishal bazen kabızlıkolur. Tuvalete gittiği halde hasta tam rahatlayamaz. Sık sık tuvalete gider ıkınır, ancak anormal gaita yerine gaitayla karışık veya gaita olmadan pis kokulu kanlı akıntı gelir. Alt kısım kanserlerinde gaitanın çapı azalır. Bazen zayıf hastalarda hasta kanseri karnında bir sertlik olarak hisseder. Kensere bağlı bağırsakta delinme olursa yaygın karın içi iltihap belirtileri olan karnında şiddetli ağrı, ateş, kusma gibi belirtiler görülür. Kalın bağırsağın üst kısım kanserlerinde kanama gözle görülmediğinden kansızlık (anemi) görülebilir ve bununla ilgili belirtiler ortaya çıkar.” Dedi.

Muayeneden çekinmeyin

B u hastalığa yakalanan vatandaşların muayeneden çekinmemeleri gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Murat Polat şunları söyledi: “Doktor ancak muayene ve tetkikleri yaptıktan sonra karar verebilir. Muyanede rektal tuşe (makattan parmakla muyane) ile aşağı rektum kanserleri sertlik olarak ele gelir. Daha yukarı kısım kanserlerinde ise eldivene pis koku kanlı akıntı bulaşır. Daha sonraki muayene ışıklı, dışarıya ekrana görüntüğü veren, hastalıklı bölgeden biyopsi (parça) almaya yarayan ve bu şekilde doktoru kesin teşhise götüren kısa bükülmeyen veya hortum şeklinde bükülebilen endoskoplarla kalın bağırsakların incelemesidir. Bu işlemle bazen kalın bağırsağın üst kısımlarına kadar gidilmez. Bu durumda ilaçla kalın sağırsaklar doldurularak film çekilir (kolon Grafisi) bu tetkik biyopsi alınmadığından endoskopi kadar değerli değildir. “

Ana unsur ameliyat

Tedavinin ana unsurunun ameliyat olduğunu söyleyen Polat; “kanser komşu ve uzak organlara yayılmamışsa bağırsağa kan getiren damarlar çevresindeki lenf bezlerini de kapsayacak şekilde kanserli bölge kesilip, çıkarılır , uçlar birbirine eklenir. Rektum kanserlerinde ise kanser çok aşağıdaysa gaz ve gaita tutmayı sağlayan sfinkter denilen kaslar da çıkarıldığından bağırsağın ucu devamlı karın duvarına alınır. Hasta devamlı gaitasını buradan yapar. Hastalar için ürkütücü bir sonuç olsa bile, hayat kurtarıcı bir işlemdir ve hastalar buna alışır. Bazen de rektum alt kısım kanserlerinde kanser çıkarılır ve bağırsağın üst ucu en alt kısımlarda kalan çok kısa alt uca eklenir. Bu kısmın dikiş emniyeti iyi olmadığında dikişleri korumak için yukarıdan bağırsak geçici olarak karın duvarına çıkarılır, birkaç ay sonra daha küçük bir ameliyat ile bağırsak içeri alınır. Bunların dışında, kansere bağlı bağırsak delinmesinde tıkanmasında kanserin komşu veya uzak organlara yayılmasında değişik ameliyatlar yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

Polat son olarak şunları ekledi:  “Cerrahi tedaviye ilave olarak ameliyattan sonra kemoterapi (kanser ilaçları verilmesi) rektum kanserlerinde radyoterapi (şua-ışın verilmesi) de uygulanmaktadır. Bazı durumlarda bunlar ameliyattan önce de uygulanmaktadır. Kolorektal kanserler, sindirim sisteminde yemek borusu, mide ve pankreasa göre en iyi sonuç alabildiğimiz kanserlerdir. Kanser ne kadar erken yakalanırsa sonuçlar o oranda iyi olur”

Bu haber toplam 134 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.