İÇİMİZDEN BİRİ

RENK ART

Sanatçının ruhu yaptıklarına yansır. Sanatla iç içe olunan bir gerçekten yola çıkılarak o el, o yürek öylesine güzel doyumsuz işler yapar ki… Çoğu kez kıskanırsınız onları… Neden bende sanatsal bir uğraşı içinde değilim? Acaba uğraşsam neler yaparım? Hep kendi kendinize tartışır durursunuz… Sanatçının eli, gözü, beyni iş dünyasında oluşturduğu yansımasını eserleriyle ortaya çıkarmasıdır ki… Kendinizi bir sanatçı ile kıyaslarken öncelikle zihinsel olarak kendinizin bu işe hazır olup olmadığını sınamalısınız. Öyle ki bu bütünlük kursa gidilerek olacak işlerden değil diye düşünüyorum. Haaa! Kurs bir nebze olsun o atıllığınızı yok edecektir ancak önemli olan elinizin ve yüreğinizin ortaya çıkaracağı eserdir.

Ben bugün gazetem haber adına el sanatlarıyla komple sanatçı olan Sayın Berna Öngüç hanımefendi ile beraberim. Eğrisiyle veya doğrusuyla sanatın her dalından bahsettiğimiz bu an da sanatın bilinmeyen yönlerini ben dinledim… Elimden geldiğince size anlatırken iyisini sizlerde tarihi zahire pazarında Renk Art’a giderek beyninize mashar olacak güzel objelerle karşı karşıya kalacağınızı söylemeliyim.

Buyurun sohbetimize…!

-Küçük ama dolu bir atölyede beraberiz. Önce sizi tanıyalım?

Ben Berna Öngüç. 21 Mart 1971 Muğla doğumluyum. İlk, orta, lise öğrenimimi Muğla’da tamamladım. Muğla Kız Meslek Lisesi resim bölümünde resim yeteneğimi geliştirdiğimi itiraf etmeliyim. Yüksek öğrenimimi Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu duvar süsleme sanatları bölümünü tamamlayarak 1991 yılında bitirdim. Bu 2 yıllık eğitimim süresinde Edirne’de camiilerde duvar çinileri çalışması yaptım. 1991 yılında Muğla’ya döndüm.

-Muğla yıllarınız nasıldı?

Aslında gerek lisede okurken, gerekse sonrasında mimar Oktay Ekinci ve  mimar Enis Tunca ile çalıştım. Grafik ve çizim üzerine gelişmeler yaptım. Sonrasında ise 1995 yılına kadar rahmetli Mustafa Pabuççuoğlu ile bir kitap evi çalıştırdık.

-Hayatınız adeta mücadele ile geçmiş. Bu çalışma temposu içerisinde sonraki hayatınızda ne tür gelişmeler oldu?

1995 yılında evlilik yaptım. Evlilik sonrası Bolu iline gittim. Çünkü eşim Bolu ili Güzel Sanatlar Lisesi’nde müzik öğretmeniydi. Bu arada Bolu günlerimde büyük kızım dünyaya geldi. Anne olduktan sonra da eğitim hayatım bitmedi. Resim bölümü sınavına girdim. Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Grafik Anasanat dalı Resim Bölümü’ne gittim. Eğitim Fakültesi yaşantım 4 yıl sürdü. Bu arada 4 yıllık süreçte resim, heykel, fotoğrafçılık eğitimi aldım. Bolu’da yaşadığımız günlerde büyük depremi de yaşadık. O günler gerçekten zor, bir o kadar kötü günlerdi. Okulumdan 2003 yılında mezun oldum. Eşimin tayini ile tekrar Muğla’ya geldik. Bu arada ikinci kızım dünyaya geldi. Kızımı büyütmek için iş yaşantımı adeta dondurdum ve belli bir süre ara verdim. Kızım o kadar sevimli yaramaz ki onunla hala uğraşıyorum.

-Tekrar ikinci Muğla günlerine geldik… Evet, sizi dinliyoruz?

Bu arada İlker Altınsoy “Ormancı” kitabını yazmış. Fakat ormancı ya ait kitapta kullanılacak bir fotoğraf yok. İşte bununla ilgili böyle bir çalışmayı yapmam için öneri geldiğinde kara kalem çalışması ile ormancının resmini tasvir ettim. Ormancının İzmir’de oturan aile fertlerinden onay alınca da bu resmi kitapta kullandılar.

Zaten yaptığınız bu çalışmalardan ufku geniş bir sanatçı olduğunuz inanın çok belli…!

-İlk atölye işyerinizi burada mı açtınız?

Hayır…! Zahire Pazarı’ndan önce Hacı Kadı Evi’ndeydim. 5/6 ay burada kaldım. Tarihi Zahire Pazarı’nın restorasyonundan sonra yani 2011 yılının Şubat ayından beri Renk Art’ta faaliyetlerimi sürdürüyorum.

-Biraz Zahire Pazarı günlerinden bahseder misiniz?

Tarihi Zahire Pazarı’nın açılışı Nisan ayında yapıldı. İlginçtir bu açılışa Sayın Cumhurbaşkanı gelecekti. Sonraki program değişikliğinden sonra açılışta sadece Muğla halkı vardı. Zahire Pazarı’nda Çakar Cafe dışında 13 iş yeri daha var. Bu iş yerlerinde genelde bayanlar var.

-Çalışmalarınızla ilgili siparişler alıyor musunuz?

Elbette; toplu siparişlerden ziyade bireysel siparişler alıyorum. Siparişlerin dışında yoğun çalışmalarımı iş yerinde bulunan bu irili ufaklı objeler üzerinde yoğunlaştırdım. Her tür çalışma yapıyorum. Bu çalışmalardan önce sürekli beyin jimnastiği yaparak fikir oluşturuyor ve bunu uyguluyorum. Muğla’yı çok seviyorum. Muğla ili ile özleşmiş Muğla bacaları temalı her tür çalışmayı görebilirsiniz. Genelde bugünlerde küçük cam çerçeve ve magnet çalışıyorum.

-Bu arada farklı resim çalışmaları görüyorum. Adeta benzerleriyle bire bir çalışmalar… Anlatır mısınız?

Resimleri genelde ressamların bire bir uygulamaları ile yapıyorum. Biz bu uygulamaya repledüksiyon diyoruz. Orantı ve renk tonlamalarından bahsediyorum. Bu gördüğünüz ve çok beğendiğiniz tabloyu 2001 yılında İzzet Baysal ile yaptım.

-Sadece yağlı boya mı çalışıyorsunuz?

Yağlı boya ile birlikte ahşap boyama ve kara kalem çalışıyorum.

-Tasarımlarınızı nasıl geliştiriyorsunuz?

Çok inceliyor, araştırıyorum. Ve çokta düşünerek kendimi yoruyorum. Böylece güzel şeyler ortaya çıkıyor. Atölyem dışında da evde eskiz çalışması yaparım… Elim sürekli dolu olarak materyallerimle iş yerimden evime; evimden iş yerime gelir giderim.

-Daha farklı neler yapıyorsunuz?

Eskiden epey bez branda afişleri hazırladım. Konser afişleri yapıyorum. Bu arada turizm şirketini anlatan güzel broşür çalışmamda var.

-Peki, seri sipariş alsanız bu sizi zorlar mı?

Yapmış olmak için değil, kendime güvendiğim için söylüyorum bu siparişleri en kısa sürede bitiririm. Çünkü azimle çalışmayı seven biriyim. Mesela bir resmi bile en az 2 saatte bitiririm. Ama resim yapmak psikolojiniz ile doğru orantılıdır. Genelde tuval üzerine çalışma yapıyorum. Resim sergisi ise yıllar sonrasının en büyük hayali olur. Çünkü şu an vaktimin bir kısmını da çocuklarıma ayırmak zorundayım.

-Arşiviniz?

Arşivimde bulunan sanat dergileri ve kitap sayısı alabildiğine fazla… Yıllardır biriktiriyorum. Fırsat buldukça onlardan yararlanıyorum. Çünkü bu arşiv ufkumu genişletiyor. Ben işimi keyifle yaparım ve güzel şeyler ortaya çıkarmaktan da keyif duyarım.

-Malzemeyi nasıl temin ediyorsunuz?

Genelde internet üzerinden satın alıyorum. Muğla’da bulunan diğer büyük kırtasiyelerde en büyük yardımcım. Aşağı yukarı onlardan her aradığımı bulabiliyorum.

-Kızlarınız resimle ilgililer mi?

Büyük kızım yapmaz ama küçük kızım şimdiden bir şeyler karalamaya başladı.

-Hobiniz var mı?

(Gülüyor) Zaten yaptığım iş tamamen hobi kapsamlı. Ayrıca geçmişte spora meraklıydım. Voleybol oynadım.

-Bir sanatçı olarak size Muğla için farklı bir şeyler yapın deseler?

Zaten Muğla bacaları ile ilgili yoğun çalışıyorum. Muğla’yı sevdiğimi söylemiştim. Bu yüzden Muğla’yı ilgilendiren herhangi bir konuda elimi ardıma koymam.

-Büyükşehir olduk ama?

Keşke hep böyle doğal hep iç içe kalsaydık… Hep natürel olsaydık…!

-Gazetemizi nasıl buluyorsunuz?

Çok farklısınız! İyi şeyler yapacağınıza sonsuz inanıyorum. Başarılar diliyorum.

Berna Hanım her şey çok güzel… Harika işler yapmışsınız. Abartmıyorum, beğenmemek elde değil… Uğraşırken iyinin en iyisine ulaşıyorsunuz… Ne mutlu ki siz resmiyle, grafiğiyle, serigrafisiyle, heykeli ve fotoğrafçılığı ile komplike bir sanatçısınız. Uzun uğraşılarınızda sonsuz başarılar diliyorum.

RENK ART

Balıbeyi Mahallesi Zahire Pazarı No:7 MUĞLA

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.