HİÇ BİR KUTSALA SÖVMEMELİYİZ

Dünyayı şöyle seyri temaşa edersek çeşit çeşit rengarenk çiçeklerle , ağaçlarla donatılmış olduğunu görürüz . Ayrıca  doğaya bir başka güzellik baahşetmektedir . Dünya da insanlar farklı dinlere ,farklı  kültürlere  ,inançlara mensup toplum ve kişiler  barındırmaktadır.Bu çeşitlilikler Allah’ın varlığının bir delili olarak bilmeli ve bu değişiklikleri yok edemeyeceğimize göre , insanlar barış ,huzur ve mutluluk içinde  yaşamaları için birbirlerine karşı saygı ,sevgi ve hoşgörü  ortamı paylaşarak birbirlerinin farkılılklarını  tahammül etmesi zorunludur.

Bizim aramızdaki farklılıklar huzursuzluk ,mutsuzluk  düşmanlık sebebi değil , alemi İslamın kültürel zenginliği olarak algılanmalıdır. Bu algılama biçimi  bütün insanlar için bir mecburiyettir aynı zamanda da zarurettir.

İslam tarihi birlikte yaşama kültürü olarak bizlere çok şeyler anlatmaktadır. Onun için hiçbir kimsenin birbirinden üstünlüğü  söz konusu değil üstünlük ancak insanlara kul olmak değil Yaradanına kul olmakla üstünlük bundadır. Başkasının kutsalına seygı gösterimesini bizlere emreder. Başkalarının kutsallarına yıkıp yakmayı  ,sözlü veya fiili saldırmayı yasaklar. Ama kendisini medeni olarak addeden Avrupa hem camileri vahşice saldırıyorlar hemde sözlü ve fiili davranışlarda bulunuyorlar .

Allah’üteaale Enam suresinin 6/108  ayetinde bu hususu şöyle açıklar “ Onların Allah’ı bırakıp tapındıklarına  kutsallarına sövmeyin , sonra onlarda haddi aşarak bilgisizce Allah’a söverler böylece her ümmete yaptıklarının süslü gösterdik sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O yapmakta oldukları kendilerine bildirilecektir” buyurarak  vahşi batının yaptıklarını burada kınamaktayız yaptıklarının hesabını vereceklerini inaıyoruz.

İnsanlık adına geçmişten günümüze değin bütün oluşumların odak ve ortak naoktası olarak nitelendirebileceğimiz kültürün oluşmasında Din /Dinlerin  inkar edilemeyecek düzeyde katkısı vardır. Bizim ecdadımızın her gittiği yere kültürünü , Dinine ait her şeyini  görmemek mümkünmü  .Nitekim nice medeniyetlere beşiklik yapan ve bölgesel olsada  birlikte yaşama kültürü adına gurur tablosunun süslediği Anadoluda   Dinin katkısı olduğu muhakkaktır.

Hoş görüyü en ön plana alarak Anadolunun  bir çok yerinde yetişen  Mevlanasıyla , Hacı  Bektaşı Velisi ile  ve daha nicelerinin bizlere anlattığı Dindarlık açısı içerisinde ötekilerle birlikte nasıl yaşanıp beraber olamayı  bize öğretmektedir.

Bunlar Dinimiz İslamın insana barış ve huzur içinde yaşamayı verdiği değer Müslümanlara kazandırdığı öz güven  ve diğer Din mensuplarına tanıdığı geniş özgürlük önemli bir paya sahiptir.

Buradan hareketle Dinlerin terör  ve şiddetin  gerilimin ve kavganın kaynağı  ve sebebi olmaktan  çıkarılıp ortak barış ve huzur zemini tesis etmekte kullanılması gereğini ortaya koymaktadır.

Düşünce ifademizi anlatacağız ama sınırsız  değil Ayrıca bu özgürlük başkalarının kutsalına saldırmayı ,yıkıp yakmayı ve hakareti içermez .Dinimiz İslamda  Allah’a ve peygambere hakaret etmek şöyle dursun Allah tekdir ,birdir Allah küfredilmesin diye bir başka dinin putlarına bile küfretmeyi uygun görmemiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.