Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

GENÇLERE TUZAK

Gençlerin girip bir türlü çıkmak bilmedikleri, ayrılmak istemedikleri internet ve internet –kafe deniler yer. Burada çoğu gençler vaktini boş yere harcayarak zamanını buralarda geçiriyorlar. Ha internetin faydası var mı tabii ki buna denecek bir şey yok.

Tabii ki bizim anlatmak istediğimiz gençlerimizi kurulan tuzak, saatlerce internetin başında oyun oynayan, gözleri kan çanağına dönmüş gençler kendini bundan bir türlü alamıyor. Çünkü annesine babasına söz geçiremeyen gençler, her an elinin altındaki telefon ve internete ne derse yaptırıyor, söz geçiriyor, ne isterse hemen emrinde onun içindir ki başından ayrılamıyor. Buda küçücük bir peynire tutsak olan kuşlar nasıl kapandan çıkamıyorsa, ayrı telden, ayrı telden oyunlara yakalanan gençler buradan çıkamadıkları düşünülür.

İnsan içinden fesuphanallah çeker.

Ahir zaman fitneleri işte canım. Der kendi kendine insan yazık oluyor bu gençlere, hayatlarını heder ediyorlar. Bu gençlere sorsak böyle bir makine yani bilgisayar, ancak bir mühendis ve üstün bir teknoloji ile var olabilir. Ateistin en önde gideni sorsan, bu zımbırtının tesadüf eseri oluşmayacağını, mutlaka birisi tarafından olduğunu söyler sana. İnternet –kafenin, internetin, ve bilgisayarı düzenleyen ,tertip eden biri varken ,koskoca kainatı hatasız ve kusursuz işleyen bu sisteminin bir kurucusu olmaz mı acaba

Olmaz diyenin kafasının çalışmadığını bütün noterler tasdik etmez mi?  Evet namaz anti virüs programlardan birisidir. Bunu hayat sistemimizi kurup ta günde beş kere bağlanırsak, böylece devamlı güncellenmiş oluruz.

Bundan önceki yazımda yazmıştım benim bildiğim iki türlü sokak çocuğu var, birisi anne babası olmayan ortada kalmış sahibi olmayan çocuk, diğeride hem annesi hem de babası var olup da anne baba ayrı olan ve çocuklarla, gençlerle alakalanılmayan çocuklar. İşte anne babalar olarak bu çocuklara sahip çıkamadığımız gençler anne babasıyla bir aile olarak yaşayamadığından olsa gerek ki bu tuzakların pençesine kapılmış hayatları mahvolup gidiyor. Birde her şey varsa yoksa materyal para odaklı olduğumuzdan, her mutluluğa maddiyata bağlandığımızdan öyle ki maneviyatı unutup gittiğimizden. Şu kıssayı anlatmadan geçemeyeceğim. Yatağanda bundan önceki dönemlerde görev yapan, Müftümüz Şahabettin Yılmaz hocamın anlattığı bir hikâyeyi yazmayı bir borç biliyorum. Çünkü benim içimde unutamayacağım bir uhde olarak kaldı.

Çocuğun babası sıfır yepyeni bir otomobil alır, arabayı o kadar titizlikle bakar ki toz bile kondurmaz. Bir gün adamın çocuğu arabanın yanında oynarken elindeki çekiçle arabayı hata ile vurur, araba biraz yamulur, tabiki çocuk babasının canı gibi koruduğu arabasını vurduğunu nasıl anlatacak, ağlamaya başlar. Akşam babası gelir arabayı görünce çıldırır hemen oğlunu çağırır sinirinden sen bu arabayı hangi elinle vurdun der ve çocuğun parmağını çekiçle vurur, haliyle çocuğun parmağı kangren olur kesilir çocuk büyüğünce baba senin arabanı alayımda benim parmağımı geri getir der ama mümkün olmaz. Baba ömür boyunca daha güzel arabalar ama çocuğunun kesilen parmağı ezikliği ile yaşamaya devam eder.

Buradan maddeye verdiğimiz değer kadar çocuklarımızı değer versek, kendimizi düşündüğümüz kadar keşke çocuklarımızı düşünebilsek. Anasız babasız, sahipsiz bırakmasak. Suç işleyen çocukları neden yapıyorsun diye sorsak. Diyecekleri elinden tutanın olmadığı, kaybedecek bir şeyinin kalmadığını söylerler. Bizde bunların ellerinden tutalım eğer biz elinden tutmazsak bilelim ki onun elinden polisler tutar. Buda bu gençler için bir yıkımdır.  Biz çocuklarımızın Titaniklemi yolculuk yapmasını isteriz, yoksa Nuh (a s) gemisiyle mi. Tabii ki Nuh (a s)ın gemisinde kurtuluş var, Ama Titanikin gemisinde ise batmak var bizlerde hayırda birleşelim, şer olan hiçbir şeyde olmayalım.                                                                    Çocuklarımızı Nuh (a s) ın imanını, mücadelesini fedakârlığını, inancını anlatıp öğretmezsek, elin oğlu gelir bizim çocuklarımızı Titanik hayranı yaparlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.