Dünyaca ünlü Gökova Körfezi’nin dibinde yaşayan canlıların oksijen kaynağı durumundaki Deniz Çayırları, yat ve tekneler tarafından atılan çapalar nedeniyle yok olma tehdidi ile karşı karşıya.

Mavi yolculuğun önemli noktalarından biri olan ve Özel Çevre Koruma Bölgesinde yer alan Gökova Körfezi'nin kirlilik envanteri açıklandı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından Güney Ege Kalkınma Ajansı’na sunulan proje ile üç aylık araştırma 26 Ekim tarihinde sona eriyor. 50 bin TL bütçe ile üç ayda 6 noktada yapılan deniz dibi kirlilik envanteri araştırmasında en önemli kirlilik faktörünün insanlar olduğu açıklandı.

Gökova Körfezinde Azmak çıkışı, Maden İskelesi, Akbük Koyu, Ören sahili, İngiliz koyu ve Okluk koyunda deniz dibi kirlilik envanteri araştırması yapıldı. Yapılan araştırmada, özellikle 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından yaptırılan ve yaz aylarında yabancı devlet adamlarını ağırladığı konutun bulunduğu Okluk koyunun aşırı yat konaklaması nedeniyle kirliliği dikkat çekti. Bunun yanında denizde yaşayan canlıların oksijen deposu olarak bilinen Posidonia çayırı olarak da bilinen deniz çayırlarının tekneler, gemiler ve yatlar tarafından denize bırakılan çapaların pulluk gibi bu çayırları sürüklemesi sonucu her geçen gün yok olduklarına dikkat çekildi.

“Çapalar Deniz Çayırlarını öldürüyor”

Proje koordinatörü olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ali Türker, Gökova Körfezi ve koylarının oldukça yoğun insan kullanımı sonucunda giderek kirlendiğini belirterek şöyle konuştu: “Üç aylık yaptığımız çalışmanın sonucunda gördük ki, Gökova körfezinin dibi korkunç derecede kirlenmiş. Bu kirlilik çoğunlukla insan kaynaklı oluşan bir kirlilik. Tek faktör diyebileceğimiz insanlar nedeniyle Gökova Körfezi’nin dibi çöplüğe dönüşmüş durumda. Gökova körfezinin dibinde bulduğumuz en büyük kirlilik faktörü olarak cam şişeler, plastik şişeler ve diğer kirlilik etkenleri. Bunun yanında plajı kullanan insanlar ve yatlarından kaynaklanan kirlilik tespit ettik. Aynı zamanda Posidonia (deniz çayırları) çayırlarına göz attık. Posidonia çayırlarının denizi kullanan yatlar ve balıkçı tekneleri ile denize açılan gemiler tarafından denize atılan çapalar tarafından dipte yok olma ile karşı karşıya kaldığını gözlemledik. Deniz dibindeki Posidonia çayırları maalesef çapalar ile deniz dibinin pulluk gibi taranması sonucunda öldüğünü ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını gözlemledik.”

“Haritanın çıkarılmasına talibiz”

Üç aylık araştırma sonrası ortaya çıkan kirliliğin temizlenmesi ve deniz çayırlarının haritasının çıkarılması konusunda da gönüllü olduklarını açıklayan Türker, sözlerine şöyle devam etti: “Araştırmamız 15 gün sonra tamamlanacak. Bugün sonuç raporunu açıklıyoruz. Sonuçta burada yerel yönetimlere sivil toplum örgütlerine ve halka denize kirletmemeleri yönünde tavsiyede bulunacağız. Kirlenmiş materyallerin nasıl uzaklaştırılacağını söyleyeceğiz. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Altı Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak denizin dibinde kalan bu materyalleri denizden çıkarıp uzaklaştırma ve yok etmeye talibiz. Yine Posidonia çayırlarının şu anki durumu ile ilgili deniz dibi haritalarının da tespiti yönünde gönüllüyüz ve yapabiliriz.”

Çöpler müzede sergilenecek

Deniz dibinden çıkan ilginç çöplerin kurulacak deniz müzesinde sergileneceğini açıklayan Türker, sözlerini şöyle tamamladı: “Üniversitemiz yerleşkesinde Su Ürünleri Fakültesi bünyesinde bir Deniz Müzesi oluşturacağız. Bu müzede denizden çıkardığımız ilginç sayılabilecek çöpleri sergileyeceğiz. Bu ilginç dediğimiz çöpler arasında maalesef çok acı ama araba aküleri var. Beşe yakın akü bulduk. Basit vantilatörler var. Bunların bir kısmını orada sergileyeceğiz.”