CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan: “Başbakan korkuyor”
Muğla’ya gelen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, İmralı tutanaklarının basına sızdırılması ile ilgili olarak başbakanın korktuğunu söyledi.CHP Muğla Merkez İlçe Başkanlığı binasında açıklamalarda bulunan Tarhan,...
Muğla’ya gelen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, İmralı tutanaklarının basına sızdırılması ile ilgili olarak başbakanın korktuğunu söyledi.
CHP Muğla Merkez İlçe Başkanlığı binasında açıklamalarda bulunan Tarhan, başbakanın suçluluk psikolojisi ile basına ve kendi arkadaşlarına saldırdığını kaydetti.
Başbakan’ın basına sızan İmralı tutanakları ile ilgili olarak bilgi vermesi gerektiğini anlatan Tarhan, “Başbakan korkuyor. Başbakan bu tutanak ifşaatından, kendisine bir padişahlık kurguladığı için karanlık düşünceliler bazı suçlarının ortaya çıkmasından endişe duyarlar. Bu suçluluk psikolojisi ile basına saldırıyor, hatta kendi arkadaşlarına saldırıyor. Eğer öyle bir korkusu olmasa başbakan kendi arkadaşlarını susturmayı reva görür mü sanıyorsunuz. Bir şeylerden korkuyor ancak korkunun ecele faydası yok. O tutanakta, Öcalan’ın açıkça ifade ettiği ve bizim ondan öğrenmek zorunda kaldığımız, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanından değil siyasetçiden değil terörist başından öğrenmek zorunda kaldığımız o kayıtlar konusunda bize bilgi vermek zorundadır” dedi.
İmralı tutanaklarının üç önemli konusu olduğunu ve bu soruların kesinlikle cevapsız bırakılmaması gerektiğini kaydeden Emine Ülker Tarhan konuşmasına şöyle devam etti:
“Buradan sizin aracılığınızla soruyorum. Birincisi, seçilmiş valiler konusu. Bir eyalet valiliği sözü verilmiş midir? Çünkü o tutanakta buna ilişkin işaretler var. Anayasa çalışması PKK ile birlikte mi yapılıyordur? Bazı anayasa metinlerinin Öcalan tarafından orada yazdırıldığı görülüyor. PKK ile Mit ve başbakan kendisini tutuklatacak güçlere karşı birlikte omuz omuza mücadele etmiş midir? Tutanakta buda var. Bu soruların yanıtlarını Türk halkı merak ediyor. Kadınlar gününde, emekçi kadınların temsilcisi olarak, anne olarak, oğlu askerlik yaşına gelmekte olan bir anne olarak bunu sormak zorundayım. Silahları kullanmayanları başka ülkelere gideceğinden söz ediliyor bize. Peki bu silahları kimin kullandığı kimin kullanmadığı yada kimin ölüm emrini verdiği konusundaki ayıklamayı, bu sınırlı yetenekli istihbaratları mı yapacak yoksa Habur mahkemeleri mi yapacak. Bunu kim yapacak? Bu sorunun cevabını vermek zorundalar. Genel af yok diyorlar ancak bu önümüzden insanların ellerini kollarını sallayarak geçip başka ülkenin sınırlarına geçmesi ve silahlı olarak orada konuşlanması, gerektiğinde fırsat kollaması, bu genel aftır. Başka bir anlama gelmez. O yüzden korkmasın utanmasın yaptıklarından sayın başbakan. Biran önce çıksın ve bu konuda bizi aydınlatsın.”
2B ile orman köylüsü dışlandı
Orman vasfını yitirmiş alanların satımı konusunda 2B yasası ile orman köylüsünün dışlandığına dikkati çeken Emine Ülker Tarhan, yasa ile ilgili tepkilerin her geçen gün arttığını kaydetti. 2B yasasının yapboz haline geldiğini anlatan Tarhan, “2B ile ilgili olarak şu anda çok büyük tepkiler var. Her geçen gün bu tepkiler artmaya devam ediyor. Orman köylüsünün anayasal güvencesi 2B ile yok edildi. Biz bu alanların orman köylüsüne bedelsiz olarak verilmesini talep etmiştik. CHP olarak seçim bildirgemizde 2B konusunda orman köylüsüne bedelsiz, üzerinde ev olması durumunda emlak vergisi üzerinden, yatırım için ise rayiç bedel üzerinden verilmesi yönünde çalışmamız olmuştu. Ama şu anda yeni rant alanları açmak için orman köylüsü dışlanmıştır” dedi.
Zihniyet sorununu çözmek gerek
Türkiye’de kadına şiddete her geçen gün arttığına dikkati çeken Tarhan, “Her tarafta kadın-erkek eşit olacak demişler kadına yönelik pozitif ayrımcılık demişlerdi. O günden sonra ölü kadın bedenleri yüzde bin 400 artarak manşetlere taşınmıştır. Daha çok öldürülmeye daha çok dövülmeye ve sakat bırakılmaya başlanmıştır. O yüzden zihniyet sorunu çözülmedikçe düğmelere butonlara basarak kadını korumanız mümkün değildir” dedi.
Konuyla ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar bakanı Fatma Şahin’e değerlendirmelerini aktardığını anlatan Tarhan konuşmasına şöyle devam etti:
“Gerek yasa gerek zihinsel anlamda gerekse fikri anlamda değerlendirmelerimi bir ceza hukukçusu olarak sayın Fatma Şahin'e ilettim. Ancak karşılık görmediğim gibi bugün kadınlar öldürülmeye devam ediyor. Buna ilişkin yönetmelikler çıkartılmadı. Van'da koruma isteyen bir kadın öğretmen 'ölüm haktır en fazla ölürsün'' diye bir vali yardımcısı tarafından öyle bir yanıt verildi ve biliyorsunuz o genç kadın öldürüldü. Kamu görevlilerine yeterince müeyyide uygulamazsanız tazmini yada cezai karşılığı olmazsa kadını koruyamazsınız. Kadın sizin sadece arkanızda yürüyen ikinci bir varlıksa, sizin zihin haritanızdaki yeri oysa yanınızda değil bir adım arkanızda yürümesi gereken bir ‘mahluksa’ (bunu tırnak içinde söylüyorum) o zaman kadını koruyamazsınız. Kadına şiddet bir zihniyet sorunudur. Bu zihniyet sorununu çözemezseniz kadına şiddetin önüne geçemezsiniz”
Bu haber toplam 136 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.