BÜYÜK İSKENDERİN VARİS BIRAKTIĞI HELLENİSTİK DÖNEM / AHMET MEKE

Bu haftaki yazımda antik dönemin en önemli sanat ve kültür akımlarının ortaya çıktığı Hellenistik dönemin kısaca tarihsel sürecinden ve etkilerinden bahsedeceğim. Özellikle mimari ve felsefi açıdan enlerin yaşandığı bu döneme kısaca değineceğim.

Antik Çağ’ın en etkileyici dönemlerinden biri olan Hellenistik Dönem, tarihçi bilim insanlarının görüş birliği ile Büyük İskender’in, geride büyük bir imparatorluk bırakarak MÖ.323 yılında ölmesiyle başlamış, son Hellenistik krallık olan Ptolemaioslar yönetimindeki Mısır Devleti’nin, Roma İmparatorluğu tarafından MÖ.30’de ele geçirilmesi ile son bulmuştur.

Hellenizm ifadesi, ilk defa 19.yüzyılda batılı bilim insanları tarafından ortaya konulmuştur(Hellen = Yunan). Hellenizm bu dönemde, İskender’in kurduğu imparatorlukla birlikte Yunan dilinin doğudaki medeniyetler tarafından benimsenmesi ve kullanılması anlamına gelmekteydi. Alman tarihçi J. G.Droysen ise bu dönem hakkındaki araştırmalarının sonucunda, Hellenizm’in sadece Yunan dilinin Akdeniz çevresindeki ve Ön Asya’da bulunan uygarlıklara yayılması değil, Yunan kültürünün tüm yönlerinin bu medeniyetlerle kaynaşması anlamına geldiğini ortaya koymuştur.

İskender’in MÖ. 334 yılında Pers İmparatorluğu topraklarına sefere başlamasıyla birlikte, ordunun peşi sıra gelen Yunan kültürü ve medeniyetinin taşıyıcıları olan bilim adamları, filozoflar, sanatkarlar ve zanaatkarlar, Batı Anadolu’dan başlamak üzere, doğu topraklarına bu yüksek kültürü yaymaya başlamışlardır. Ancak bu alanlardaki yayılma zorla değil, anlayış ve hoşgörü içerisinde bir alışveriş şeklinde olmuştur. Yunan gelenekleri bu bölgelere yayılırken, aynı zamanda bu bölgelerin daha eski olan köklü kültürleri de Yunan yaşayışına tesir ederek, Hellenistik düşünce yapısının ortaya çıkması sağlanmıştır. İskender’in ölümüyle dağılan geniş imparatorluğun paylaştırılmasıyla ortaya çıkan birçok krallık, burada bulunan yerel kültürler ile Yunan düşünce ve sanat varlıklarına karışarak ortaya çıkardığı bu yüksek kültürü barındırmaktaydılar. Bu nedenle bilim insanları, bu dönemde kurulan krallıklara Hellenistik Krallıklar demişlerdir.

Helenistik Dönem, Antik Yunan uygarlığı ile Yakın Doğu, Orta Doğu ve Güneybatı Asya'nın kaynaşmasını ve bu toplumları "barbar" olarak gören Eski Yunan tutumundan uzaklaşmayı ve kopmayı temsil etmektedir.

Helenistik Dönemin bir diğer karakteristiği ise gelişen ticaretin, onun teşvik ettiği üretim artışının yol açtığı bir gelişmeydi. Bu dönemde edebiyat, mimari, süsleme, plastik sanatlar ve bilimsel araştırmalarda son derece parlak ürünler ortaya çıktığı görülmektedir. Anadolu için Helenistik Dönemin en belirgin özelliklerinden biri şehirciliğin gelişme göstermesidir. Öncesindeki MÖ 5. yüzyılla karşılaştırıldığında Pers istilası dönemi, "kentlerin yıkıldığı" bir dönem olarak görülmektedir.

Yaklaşık 300 yıl süren Helenistik dönemde yapılan birçok mimari eser günümüze kadar ulaşmıştır. Bu eserlerin başında Artemis Tapınağı geliyor. İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alan tapınağın inşasında mermer kullanılmıştır. Dünyanın 7 harikasından biri olan tapınağın içerisinde Artemis heykeli başta olmak üzere dönemin en ünlü heykeltıraşları tarafından yapılan onlarca heykel bulunmaktadır.

Ahmet MEKE

CBS Uzmanı/Arkeolog

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.