Azerbaycan'ın ulusal halk kahramanı Karabağ Savaşçısı İbad Hüseynov Bodrum'a geldi. Azerbaycan Cumhuriyeti tarafından "Bayrak Madalyası" ile ödüllendirilen ve hakkında bir de belgesel çekilen Hüseynov, tehcirin 100'üncü yılında sözde soykırım yalanlarını ve Ermeni gerçeğini anlattı.

Milliyetçi Sanayici Ve İşadamları Derneği-MİSİAD Bodrum Şubesi, "100. Yılında Ermeni Meselesi" konulu bir konferans düzenledi. Bodrum'daki bir otelde gerçekleştirilen konferansa, Azerbaycan'ın Ulusal halk kahramanı İbad Hüseynov ile Sosyal Antropolog Araştırmacı Yazar Suat Turgut konuşmacı olarak katıldı. MİSİAD Genel Başkanı Feridun Öncel'in de katıldığı konferans, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.

Konfeansın açılış konuşmasını yapan MİSİAD Bodrum Şube Başkanı Derya Kürkçüoğlu,her yıl 24 Nisan'da dünya gündemine gelen sözde Ermeni soykırımı iddialarının siyasi amaçlarla kullanılmaya çalışıldığını belirterek, "1915'te yaşanan olay bir soykırım değil, tehcirdir. Öldüğü iddia edilen bir buçuk milyon Ermeni, kayıp olanların sayısıdır. Tehcir sırasında hastalıktan ve açlıktan ölenler olmuştur. Ancak asla katliam olmamıştır. Kaldı ki Osmanlı Devleti başka cephelerde savaşırken Ermenilere zulüm yapacak olsaydı bunu sadece Doğu'da değil, Ermenilerin yaşadığı her yerde, Batı'da da yapardı. Savaştan sonra pek çok ermeni kimliğini gizli tutarak bu topraklarda yaşamaya devam etmiştir. Türk milleti, asildir, merttir vicdan sahibidir. Allahtan korkar ve asla soykırım yapmaz." diye konuştu.

Konferansta, Ermenilerin 1992 yılında, Azerbaycan'ın Hocalı kentinde yaptığı katliamın tüyler ürperten görüntülerinin yer aldığı bir dokümanter film izletildi. Sinevizyona ayrıca Karabağ savaşçısı İbad Hüseynov'un yaşamından kesitlerin yer aldığı bir video klip de yansıtıldı.

Kürsüye daha sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Danışmanlarından, Gazeteci Gülsen Babayeva çıktı. Babayeva, Karabağ savaşında gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle ülkesinde bir halk kahramanı olarak kabul edilen ve Aliyev tarafından madalya ile ödüllendirilen İbad Hüseynov'un hayat hikayesini anlatarak Ermeni soykırım iddialarına değindi.

Ermenileri "köle" olarak niteleyen Babayeva; "Köleden millet olmaz. Onlar, her zaman büyük güçlerin, büyük devletlerin kölesi olmayı tercih ettiler, bir silah olarak kullanıldılar. Hala da kullanılıyorlar" dedi.

Ermenilerin Hocalı'da tarihte bir örneği daha görülmeyen bir vahşet uyguladığını söyleyen Babayeva, bir diğer katliamın da Azerbaycan'ın Rusya'dan ayrılmasıyla birlikte Karabağ'da yaşanmaya başladığını anlattı.

Babayeva; "Rusya, Türk Dünyası'na duyduğu nefreti Karabağ'da ödetti. Azerbaycan'ın kendisinden ayrılmasının acısını oradan çıkarmaya çalıştı. Bunun için de Ermenileri kullandı. Rusya, 70 yıl boyunca bize Türklüğümüzü unutturmaya çalıştı." diye konuştu.

Azerbaycan'da ailesinde Karabağ gazisi ya da şehidi olmayan bir aile neredeyse olmadığını anlatan Babayeva; "İşte bu nedenle benim ülkemde herkes İbad Hüseynov gibi kahraman olmak istedi. Onu dinleyip de vatanperver olmamaya imkan yoktur. O, yaşarken efsane olmuş bir isimdir" dedi.

Azerbaycan'ın ulusal kahramanı İbad Hüseynov ise alkışlarla geldiği kürsüde, Karabağ savaşı döneminde yaşadıklarını anlattı. "Biz Karabağ'da sadece Ermenilere değil, büyük devletlere karşı savaştık.Ve tek başımıza kaldık" diyen Hüseynov, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz Karabağ'da Almanya'dan, Rusya'dan gelen teröristlere karşı kanımızın son damlasına kadar savaştık. Ermeni katliamlarının canlı şahidiyim. Ermeni milleti şeytandır. Hocalı katliamını yapanlar teröristlerdi. Amerika’dan Fransa’dan, Rusya’dan gelen teröristlerdi. Ermeni değil sadece. Ermeni Türklerin adını duyunca kaçar. O ülkelere dayanarak yapabilirler böyle bir şeyi ancak. Onların yaptığı katliamları görünce, bu milletin nasıl şeytan olduğunu anladık biz.”

Asıl kahramanlarımız anneler

Asıl kahramanların "anneler" olduğunu da söyleyen Hüseynov , "Analar, öyle evlatlar yetiştirsinler ki, o çocuklar Türkçü olsunlar. Çünkü Türkler, tek yumruk haline gelmek zorunda. Türk’ün gücünü kuvvetini anlatmalıyız. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Bunu herkes anlamalı" dedi.

Sosyal Antropolog Suat Turgut da Ermeni soykırımı iddialarının aslında Malta Konferansında tamamen noktalandığını söyledi. Turgut, şu şekilde konuştu: “Bu konunun ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilmesini bir cinyaet olarak görüyorum. Ermeni değil Türk soykırımı yapılmıştır. Sadece bir tanesini söyleyeyim. ABD’nin Başkanı Reagan’ın danışmanı söylüyor, ‘Ermeniler 2 milyon Müslümanı katletti’ diyor. Bu tarihi bir gerçek. Ermeniler sadece kullanılmış. 2015’te soykırım diye bağırmaları, yine emperyalizmin oyunudur. PKK ile terör örgütleri ile birlikte Ermeniler bir kez daha kullanılıyor. Sadece kendi belgeleriyle bile bunu ortaya koyabiliyoruz. Aslında bu soykırım masalı Malta Konferansında kapanmıştır tamamen. İngilizler soykırım oldu diye dava açtı. Bir yıl boyunca kanıt aradılar, bulamadılar dava düştü. Burada niyet şu. Sevr tekrar hortlatılmak isteniyor. Elin delisi bize bir iftira atıyor. Biz de safça, biz yapmadık diyoruz. Hayırkardeşim. Bize yapılanı bile anlatamadık biz bugüne kadar.”

MİSİAD Genel Başkanı Feridun Öncel de “Tarihin her döneminde genç yaşında Türklük şuurunu ortaya koyan kahramanlar çıkmıştır. İBad kardeşimiz de bunlardan biri. Bizim görevimiz, Türk gençliğine Türk milletine bu gerçekleri aksettirmek” diye konuştu.

MİSİAD Genel Başkan Vekili Altuğ Çankaya, “Avrupa’nın ikiyüzlülüğü 100. Yılda bir kez daha ortaya çıkmıştır. Serebrenitsa’ya katliam demeyenler, Hocalı’ya katliam demeyenler, kendi insanlarını savunanlara soykırımcı yaftası yapıştırmaya çalışıyor. Kazım Karabekir’in anılarını okuduğumuzda, hamile kadınların çocuklarının karınları deşilerek çıkarıldığını, insanların kazığa oturtulduğunu anlıyoruz. Böyle bir acıyı yaşamış bir millet olarak asla soykırımı kabul etmiyoruz.” dedi.