Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

ANLAŞAMAYAN AİLELERİ ANLAŞTIRALIM -Yaşama Dair -  Üzeyir YILDIRIM 

Aile en küçük  bir topluluk  bu topluluk ise en büyük bir ailedir. Aile  Dinen evlenmelerine engel olmayan bir erkek ve bir kadının evlenerek oluşturduğu sosyal , kutlu bir müessesedir. Ailenin her bir bireyi  hak ve sorumluluk  sahibidir. Eşler aralarında karşılıklı saygı ve sevgiye ayrıca birbirlerinin hak ve sorumluluklarına riayet ederek yuvanın  huzur ve mutluluğuna yardımcı olurlar.

Yüce Kitabımız Kur’an ı Kerim toplumun çekirdeğini oluşturan ailenin sağlam temeller üzerine kurulmasını ve aynı zamanda  korunmasını  istemekte  olup toplumun huzur ve mutlulğu için aileyi çok değer vermektedir.Aile huzurlu olursa toplum huzurlu , aile mutsuz olursa toplumda mutsuz olur.. Ailenin  her bir bireyi hak ve sorumluluk sahibidir. Bu sorumlulukların hepsi sadece birinde toplanıp diğerinde  sorumluluk  yok anlamı taşımaz her birinin kendi durumuna göre sorumlulukları mutlaka  vardır . Ancak  her birey kendi sorumluluğunu yerine  getirirse ailede ahenk ,mutluluk  ve beraberlik vardır.

Eşler birbirine karşı iyi davranmaya ve karşılıklı hukuka riayet etmeye azami derecede gayret  göstermeli aynı zamanda kendine görev addetmeli. Bu konuda müminler için en güzel örnek sevgili peygamberimizdir. O ömründe bir defada olsa elini kaldırıp kadına vurmamış ve şöyle buyurmuştur.

Sizin en hayırlınız  ,ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.Bende aileme karşı  en hayırlı olanınızım”buyurmuştur. (İbni Mace Nikah 50)

Bu yazdıklarımıza binaen kadınlarını döven ,çarpan, öldüren kimseleri  toplumda  iyi şahıslar olmadığını bize bildirmiş aile  ilişkileri sevgi , saygı ve hoş görüye dayanması gerektiğini bildirerek kadınların haklarının gözetilmesini  ve bu konuda Allah’tan korkulmasını bizden istemektedir.Eşler arasında her şeye rağmen   anlaşmazlık çıkabilir.Aile arasında geçimsizlik uzar karı kocanın anlaşmazlıklarından endişe edilirse ailenin devamı için geçimsizliklerin çözüm yolu olarak hakemlere götürülmeli kendilerini daha iyi tanımaları  ve geçimsizlik sebeblerini daha iyi  bilmeleri sebebiyle tayin edilecek iki hakemden biri kocanın ,diğeride hanımın ailesinden olmalıdır. Çünkü bunlar ailedeki insanları iyi tanımaktadır.   bunlar kendilerinden bir parça olduklarından birbirlerini  benimserler çünkü bunlar birbirlerini iyi  bildiklerinden dolayı.

Hakem  erkek ve kız tarafın rıza  onayı ile anlaşmazlık konusu hükme bağlayan kişidir. Hakemlerin görevi tarafların arasını düzeltmeye çalışmak , hatalı ve kusurlu olan tarafı yola getirmek için fikrini söyleyip gereğini yapmaktır. Eşlerin arasını bulmak isteyen hakemler her iki tarafların fikrirlerini alır, onları dinler aralarındaki geçimsizlik sebeblerini tespit eder ve onları gidermeye çalışır.

Şayet haksızlık erkekte ise hakem ona nasihat eder ve iyi geçinmelerini söyler, Eğer kadın haksız ise tayin edilen hakem kadına nasihat eder Allah’ın emirlerini bildirir ve kocasıyla iyi geçinmesini söyler. Esas olan işi fazla uzatmadan her iki tarafın  hayırlı bir işin devamı niyetinde olmalı.Niyetler halis değilse Eğer ki her iki tarafı rahatlatamadıysa  O zaman da devletin iligili kurumlarıdır. Onada söylenecek hiçbir şeyimiz olmaz.

Bizler öyle necip bir milletiz ki bir kuş yuvası bozulduğu zaman bile bundan dolayı üzülürüz .İşte bu yıkılacak olan aile yuvası olduğundan herkes üstüne düşen görevi yerine getirmeli ,yıkılmaması için ne gerekiyorsa yapmayı  bir mecburiyet bilirsek, iyi niyetli olursak  Allah bize kolaylık verir.  Burada her ikisinin iyi niyetli olması gerekir ,evliliğin devam etmesini meyletmeli yapıcı olmaya özen göstermeli ,Hakemler hakikaten barıştırmak isterler , eşlerde buna binaen barışma evlliğin devamı  niyetinde olurlarsa ,Allah’ta karı kocanın arasındaki dargınlığı giderir  huzur ve geçim verir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.