Muğla Haber
ANADOLU İNSANLARI (Bölüm-1)
Sakın dalgın unutkan olmayın....
*
Arsız hırsızları bir kenara koyarsak...
Anadolu insanları güzeldir..
Çalışkan dürüst dobracı mert gözükara insanlardır....
Misafirperverliklerini dünya bilir...
*
Bugün de Anadoluyu
Anadolu insanlarını anlatmaya devam edelim...
Hayatlarına
Yaşamlarına
Şakalarına
Unutkanlıklarına dokunalım..
Yüreklerimizdeki sevgi ile
Gözlerimizdeki sevgi ışığı ile
Yatağan'dan Muğla Ula Gökova Marmaris 'e doğru gidelim...
Belki yolumuz Datça'ya da uğrar
Can YÜCEL babaya merhaba deriz...
Bekir AKDENİZ hocamızı anarız.
Bodrum öğrenci yurdu lisesi arkadaşlarına öğretmen Halil Selami KARGIN'a
Kalp damarcı Prof. Necdet hocamıza rastlarız...
Oradan ver elini deriz bir vapurla Bodrum'a....
**
Neyse uzatmayalım...
Birgün Yatağan Belediyesi fen işlerinde çalışan inşaat mühendisi Hasan beyle benim arabayla bir cenaze törenine katıldık...
Yanımızda yörük Ali İhsan MANAY'da var...
Aslında hepimiz yörüğüz...
Ama herkes kabul etmez..
Neyse...
Defin işinden sonra arabanın başında buluşacağız...
Öyle anlaştık mezarlığın içine dağıldık...
Ortalık çok kalabalık...
Yolun iki tarafi çift şeritli arabalar park etmiş...
Uzatmayalım
Defin işi bitti.
Cenaze sahibi acılı aile mensuplarına başsağlığı dileyip herkes arabasının başına gidiyor...
Bizde geldik arabamızın başına.
Hasan bey bizi arabanın başında bekliyor...
Bindik arabaya Yatağan içine geliyoruz.
Duymuştum daha önce...
Bana Hasan bey diye anlatmışlardı...
Hasan bey arabayı MARMARİS'te nasıl unuttun abi dedim...
-Yok be ben değilim o Turan...Bana mal etmeye çalışıyorlar.."...
-Peki o kimdi abi?...
Başladı anlatmaya :
-" O Muğlalı bir inşaat mühendisi bir abimiz...
Pir pür dikkat dinlemeye başladık biz.
-Ee abi
-" O zaman ihale ile Orman idaresinden kereste alıyorlar...inşaatlarda kullanacaklar...
İhaleye girmek için mi yoksa saatini gününü öğrenmek için mi...
Atlıyorlar Muğladan kendi arabalarına senin arabaya bindiğimiz gibi..
Varıyorlar iki arkadaş MARMARİS'e...
Orman dairesinin bir yerlerine park yapıyorlar...
Orman dairesinde işlerini bitiriyorlar...
Sonra iki arkadaş şu sahilde bir iki kupa rakı içelim diyorlar...
Gidiyorlar...
Başlıyorlar içmeye..
Bir iki kupa bardak ne...
İki yetmişlik içmişler belki...
Hesabı ödeyip kalkmışlar..
Bir bakmışlar PAMUKKALE yada AYDIN turizm otobüsü MUĞLA yolcusu kalmasın diyor...
Yer var mı demişler.
Var var demişler.
Binmişler.
Atlamış gelmişler MUĞLA'ya...
Vakit akşam zaten.
İki kafadar ayrılmış gitmiş evlerine.
Kafaları iyi.
Sarhoşlar.
Vurmuşlar kafayı uyumuşlar...
Ertesi günü uyanmışlar...Ama kafaları ağır...
Asıl araba sahibi abi arabaya binip bir yere gitmek istiyor.
Ama ortada araba yok.
O sokak bu sokak dolaşıyor araba yok ortalıkta...
Muğla'yı ayağa kaldırıyor neredeyse...
Benim arabayı çaldılar diyor...
Emniyete falanda bildiriyor galiba...
Onbeş gün arabasız kalıyor...
Gören tutan yok...
Herkesler duymuş bunu..arabanın kayıp olduğunu
-"Ee abi
-yİne iki arkadaş onbeş gün sonra bir arkadaşlarının arabasıyla MARMARİS
Orman dairesine giderler...
Altlarındaki arabayı park edecekler...
Aaa ne görsünler...
Kayıp çaldılar dedikleri arabaları üzeri tozlanmış olarak görmüşler....
Onbeş gün önce arabayı buraya park ettiklerini hatırlamışlar...
Unutkanlığa bak..
Yaa rakı şişedeki gibi durmuyor...
Çok içersen aklını başından alıyor...
Ben değilim o Turan
Muğlalı mühendis abi..
Ben anlattığım için bana malletmeye çalıştılar..."..
Hasan bey öyküsünü anlattı arabadan indi kıvranıyor...
-" Turan bak bakim arabada benim ajanda mahkeme kararları vardı.
Eyvah çok önemliydi..."
Arabanın koltuklarına ara yerlerine baktık yok...
O zaman dedi mezarlıkta oturduğum yerde yada sizi beklerken yolun kenarında duvarın üzerinde unuttum...
Dedim içimden Hasan bey MARMARİS'te arabayı da sen unutmuş olabilirsin...
Hızla Yatağan içinden güney yakası mezarlığına döndük...
Baktık Hasan beyin ajandası evrakları duvarın üzerinde gölge bir yerde duruyor...
Aldık onları sür gerisin geri Yatağan'a...
**
Eve geldim
İki de bir mesencırdan arama...
-Alo...Alo ..Ben İsmail TOPAL
-Hayırdır İsmail...
- Senin arabada Ali İhsan Manay'ın telefonu düşmüş mü bakıver...
Tamam dedim kapattım...
Araba garajına indim...
Arabanın altını üstüne çevirdim...
Telefon diye birşey yok arabada.
Geri dönüş yaptım...
-İsmail arabada telefon yok dedim...
Sonra telefon bayiine bildirmişler...
Ama telefon bulunamamış...
Yazık yeni de almıştım diyordu Ali İhsan Manay...
Yüreği yanmıştı.
Dağ başında tek haberleşme aracı telefonunu ya düşürmüştü ya bir hırsız cebinden çekmişti...
**
Siz siz olun çok dalgın olmayın.
Çok içmeyin
Arabayı unutursunuz bir yerde.
Parayı cüzdanı telefonu çaldırırsınız bir yerde...
Hepinize sağlıklı mutlu iyi günler dilerim..
Esenkalın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.