Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve anayasa değişikliği halk oylaması süreci kapsamında Yatağan ilçesinde ziyaretlerde bulundu.

Aldan, beraberinde CHP İlçe Başkanı Kamil Genek, Belediye Başkanı H. Haşmet Işık ve partililerle İlçe merkezi, mahalleleri, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etti. Aldan, Yatağan Belediyesi Kütüphanesini de ziyaret ederek öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Aldan, Yatağan’daki programında 16 Nisan’da neden “Hayır” diyeceklerini anlattı.

Ziyareti sırasında muhabirimize açıklamalarda bulunan Aldan, 16 Nisan’da “Hayır” kararının yüzde 50’nin üzerinde oy alacağını düşündüğünü söyledi.

Aldan, Türkiye’nin yeni bir maceraya sürüklenmemesi gerektiğini savunarak, “Bazı toplumlar belirli dönemlerde önemli badireleri atlatırlar. Eğer atlatamazlarsa çok büyük bir kaosun üzerinde düşerler. Aslında 16 Nisan bence o kaostan bence kurtulması anlamına gelecektir. Türkiye’deki millet buna ‘hayır’ diyecektir. ‘Evet’in en büyük özelliği kabullenmedir. Her şeye evet demezsiniz. Hayır, bir direniştir aslında. Hayır, bir anlamda yanlış olana karşı durmak anlamına gelir. Ama evet ve bilinmeyene evet ise teslimiyettir. Herkesin kendine sorması gereken yeni anayasa değişikliklerini biliyor muyum diye sormalıdır. Eğer biliyorsa sonuçta da evet düşüncesine sahipse benim ona saygım vardır. Ama bilmiyorsa bilmeden de evet diyorsa, o karşıdaki kişinin iradesine teslim olmak anlamına gelir” diye konuştu.

Referandum öncesinde benimsedikleri Atatürk sevdasının sonlandırılmak istendiğini ileri süren Aldan, demokrasideki hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmemesi gerektiğini söyledi. Aldan, mevcut parlamenter sistemin bir takım sorunları olduğunu kabul ederek, bunu tamir etmek yerine yeni bir şey inşa etmenin cumhuriyeti ve devleti kaybetmeye sebep olacağını iddia etti.

“Parlamentonun hiçbir değeri kalmayacaktır”

Aldan, 16 Nisan’da cumhuriyet ve devletin kaybedilmesinin oylanacağını kaydederek, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı tek başına hiçbir gerekçe olmadan milli bir irade ile seçilen bir parlamentonun tümünü fesih ederken, parlamento ne yazık ki cumhurbaşkanını yerinden kaldırma gücüne sahip değil. Yeni bir seçimin yenilenmesi işlemi ya da meclis feshi için parlamentonun 360 oyu toplaması gerekiyor. Şuanda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 316 oyu var. Bu şu demek, cumhurbaşkanı istemedikçe o parlamento asla seçime gidemeyecektir. Meclis istediği zaman cumhurbaşkanını seçime götüremeyecektir. Çünkü cumhurbaşkanının parlamentoda sadece 250 milletvekili olduğu takdirde otomatik geri kalan milletvekili ne kadar olursa olsun onun sayısına ulaşamayacaktır. Yargılanması için 400 sayısına ulaşamayacaktır. Bakın yüzde 30 oylu bir cumhurbaşkanı tek başına Türkiye’yi yönetecektir ve parlamentonun hiçbir değeri kalmayacaktır.

Bir diğer konu güvenoyu kaldırıldı. 5 yılda bir güvenoyunu biz millete vereceğiz diyorlar. Azerbaycan’ da, Suriye’ de ve Mısır’da üçünde her 5 yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapılır. Haydar Aliyev Azerbaycan’da öldü yerine oğlu geçti. 30 senedir Azerbaycan’ı bu aile yönetiyor. 5 yılda bir yapılan seçimleri nedense hiç kaybetmiyorlar. Suriye’de Hafız Esad öldü yerine oğlu Beşşar Esad geldi. Her 5 senede bir seçim oluyor ve 40 senedir bu ülkede bu aile hiç seçimi kaybetmiyor. Mısır’da Enver Sedat öldürüldü yerine Hüsnü Mübarek geçti. Yaklaşık 40 seneye yakın seçimleri hep bunlar kazandı. Millete hesap falan verilmez. Bu tip sistemin uygulandığı ülkelerde 2019’da bir kez seçim yapacağız o seçimde ülkenin tapusunu 1 kişiye vereceğiz. 1 aileye vereceğiz. O aile ömür boyu başta kalacak. Eğer ‘Evet’ oyu çıkarsa bunlar 2019’da seçeceğimiz cumhurbaşkanı bir anlamda bir Saddam’ı seçmiş olacağız, bir Kaddafi’yi seçmiş olacağız. “