AKP’Lİ YÜKSEL ÖZDEN, MESTAN YAYMAN’IN ADAYLIĞINA NE DİYOR

* Twitter artık gazeteciler için ciddi bir haber kaynağı. Günümüzün bu “sanal meydan”ları sayesinde politikacıların attıkları her adımı, her sözlerini takip edebiliyoruz. Twitter üzerinden yapılan önemli bir açıklama, AKP’li Yüksel Özden’den geldi. Konu, vali yardımcısı olarak Muğla’da görev yapan, ardından da Uşak’a atanan Mestan Yayman’ın kulislerde konuşulan AKP’den büyükşehir belediyesi için aday olup olmayacağı… Özden, Mestan Yayman’la ilgili olarak “Tayini çıkması adaylığına engel değil” diye yazdı ve ekledi: “Gördüğüm, Muğla’nın adayı "bizimoğlan" olmalı. Dürüst, çalışkan güvenilir adaylar bekleniyor.” Böylece Özden, Mestan Yayman’ın adaylığına sıcak bakmadığını da belirtmiş oldu. Bakalım günler neler gösterecek…

*Yüksel Özden ayrıca Twitter üzerinden “İlimizde kadınlar, gençler, yaşlılar daha bir önde. İdeoloji siyaseti daha baskın. Hizmet ve yatırıma duyarlılık oldukça düşük” iddiasında bulundu. “Hizmet ve yatırıma duyarlılık” durumunu bilemem ama, yerel seçimler öncesi Yüksel Özden’in umutları epey “düşük” gibi…

AKP’Lİ VEKİL DEVEYLE BOĞAYI KARIŞTIRINCA

*AKP Muğla Milletvekili Ali Boğa, 17 Ağustos’ta Boğalar Yörük Şenliği’nde çektiği fotoğrafı Twitter hesabında paylaştı. Fotoğrafı paylaşırken şöyle bir ifade kullandı: “Boğalar, Boğalara geldi.” Ancak küçük bir sorun vardı. Resimdeki hayvan boğa değil deveydi. Hatayı ilk fark eden bir başka AKP’li vekil Yüksel Özden oldu ve “Resimdeki deve, boğa değil” uyarısında bulundu… Fotoğraf, AKP’li vekillerin Twitter takipçilerini epey güldürdü…

*Akyaka Dayanışması, “Özel Çevre Koruma Bölgesi Akyaka’nın Betonlaşmasına İzin Vermeyin” isimli  imza kampanyasına change.org üzerinden devam ediyor. Ayrıca ıslak imza kampanyası da başlatıldı. Akyakaninsesi.blogspot.com’daki bilgilere göre, change.org'ta 12 bin 700 imza toplanırken, ıslak imza kampanyasında da yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Akyakalılar zeytin ağaçlarına sahip çıkıyor…

*Belediye seçimleri yaklaşırken aday adayları vaatlerini ve projelerini de kamuoyuyla paylaşıyor… Önemli bulduğum konulardan bir tanesi, öğrenci yurtları… Muğla’da aciliyeti olan hususlardan olduğunu düşündüğüm yurtlar ile, özgür düşünceli öğrenciler, bir pıtrak gibi çoğalan, kimi grup ve odaklara yönelik yurtlara gitmek zorunda kalmaktan kurtarılmalı. Devlet yurdu imkanı bulamayan öğrenciler, yeni geldikleri ve hemen hemen kimseyi tanımadıkları şehirlerde bir takım odakların yurtlarına “sığınmak” zorunda kalabiliyor… Tercih eden etsin, lafımız yok, ancak benzer fikirde olmayan öğrenciler için alternatifler yaratılmak zorunda…

SOKAK ARASI DÜĞÜNLER MESELESİ

*Ramazan ayının sona ermesiyle sokak arası düğünler başladı. Yüksek ses, gürültü yüzünden insanları rahatsız etmek bir hak ihlali değil midir? Sokak arasında düğün yapanların kendilerince haklı sebepleri vardır ancak bir hastanın, yaşlının, bir çocuğun gürültü yüzünden yaşayabileceği sorunlar yok sayılabilir mi? Sokak düğünleri, insanların birbirini yakından tanıdığı, şehirlerin daha “küçük” olduğu dönemlerin ürünüdür. Dolayısıyla eskiden insanlar komşusunun düğününde hep beraber eğlenir, yardımlaşırdı. Fakat artık maalesef böyle değil. Artık tüm mahallenin eğlendiği düğünler değil, koca bir mahallenin rahatsız edildiği düğünler dönemindeyiz…

*Düğünlerde çalınan şarkılar-türküler de sosyolojik çalışmaları hak ediyor. Örneğin, “Ben sevdim eller aldı” şeklinde sözleri olan bir şarkıya göbek atabiliyoruz. Dahası da var… Leylim Ley aslında hüzünlü bir eser sayılabilir. Sözleri, tıpkı “Aldırma Gönül” gibi Sabahattin Âli’nindir. “Yedi yıldır uğramadım yurduma/ Dert ortağı aramadım derdime/ Geleceksen bir gün düşüp ardıma/ Kula değil yüreğine sor beni” denilen bir türküye oynamak, sosyolojik bir vaka olsa gerek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.