2010 yılında Dalaman’ın Şerefler Köyü Buzmuar mevkiinde, eski Fethiye yolunun göçmesine de sebep olan heyelan sonucu yolun hemen altındaki üç evi ve ahırı yıkılan Ramazan Kara iki yıldır devletten gelmeyen yardımı bekliyor.

Şerefler köyünde yaşayan Ramazan Kara heyelandan sonra evsiz kaldı. 2011’in Ocak ayında evinin tamamen yıkıldığını ifade eden Ramazan Kara; heyelandan sonra Fethiye yolunun göçen kısmına İl Özel İdaresinin dolgu yaptığını bu dolgunun yağan yağmurun da etkisiyle aşağıya doğru basınç yaptığını, böylece heyelanla duvarları çatlayan evlerinin ve ahırının kademe kademe yıkıldığını ve en sonunda 2011 yılının ocak ayında kullanılamaz hale geldiğini söyledi.

Üç evi ve ahırı tamamen yıkılan Ramazan Kara, perişan halini şöyle dile getirdi:

“Van depreminde çekilen çilelerin aynısını ben Dalaman’da yaşıyorum. Evlerimden biri iki katlı idi, diğeri ise üç katlı. İki katlı ahırım ile birlikte hepsi çöktü. Yersiz yurtsuz kaldım. Şimdi damadımın evinde sığıntı gibi yaşıyorum. Damadım beni evine almasaydı kalacak bir yerim dahi olmayacaktı. Ama damadımın evinde de ne kadar kalabilirim? Ev, ev üstüne olur mu?”

Evi yıkıldıktan sonra çalmadığı devlet kapısının kalmadığını söyleyen Ramazan Kara Heyelan sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Evlerim ve ahırım yıkıldıktan sonra çalmadığım kapı kalmadı. Önce kaymakamlığa müracaat ettim. Kaymakamlık imar iskana yönledirdi. İmar iskandan ekip geldi. Bir sürü resim çektiler. Beklememi söylediler. Bir süre Burdur’a gittim. Orada akrabalarımın yanında kaldım. Burdura gitmeden önce Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na yardım almak amacı ile müracaatta bulundum. Burdur dönüşünde sonucu öğrenmek için kaymakamlığa gittiğimde bana 'Senin 100 kovan arın var. Emekli maaşın var. O yüzden sana yardım yapamayacağız' dediler.

Özel İdareye müracaat ettim. Oradan da hiçbir sonuç çıkmadı. Ne yapacağımı şaşırdım. Devletten hiçbir yardım alamadığım gibi bir de ben Burdur’a gittiğimde İl Özel İdaresinin ekipleri kepçelerle buraya gelip evimin önündeki 30 zeytin ağacımın 27’sini kökünden söküp atmışlar. Ardından dolgu yapmak amacıyla yolun göçen kısmına yüzlerce kamyon hafriyat döküldü. Kökünden söküp attıkları zeytin ağaçları da hafriyatın içinde kaldı. Hafriyatın içinde kalan zeytin ağaçlarımdan odun olarak dahi faydalanamadım. Kendilerine neden böyle yaptıklarını sorduğumda ise sadece “haklısın” dediler. Ama hakkımı vermediler”

Başbakanlık Bilgi iletişim Merkezi’ne (BİMER) de durumunu ilettiğini söyleyen heyelan mağduru Ramazan Kara, BİMER’in buradaki yetkili kurumları harekete geçirdiğini, ama bunun devamının gelmediğini, bir sonuç alamadığını ifade etti.

Ramazan Kara hukuki yola başvurmaktan başka çaresinin kalmadığını dile getirerek, “Artık başka çarem kalmadı Devleti mahkemeye vererek, devletin bana vermediği hakkımı hukuki yollardan arayarak alacağım” dedi.

Ramazan Kara,son çare olarak hukuki yollara başvurmadan önce Devlet’ten kendisine uzanacak eli bekliyor.