Son kadın balıkçılar

Ege’nin kadın balıkçıları. Her geçen gün eksiliyorlar. Gidenlerin yerine başkaları gelmiyor. Bazıları eşiyle ve çocuğuyla, bazıları da tek başına açılıyor denize. Balıkçılığın yanısıra ev işleri yapıyorlar, çocuk...

Son kadın balıkçılar

Ege’nin kadın balıkçıları. Her geçen gün eksiliyorlar. Gidenlerin yerine başkaları gelmiyor. Bazıları eşiyle ve çocuğuyla, bazıları da tek başına açılıyor denize. Balıkçılığın yanısıra ev işleri yapıyorlar, çocuk büyütüyorlar. Hayat onlar için keyifli olduğu kadar da zor. Akdeniz Koruma Derneği (AKD) tarafından hayatları 20 dakikalık kısa filme çekildi. Balıkçılıktan kazandıklarıyla çocuklarını büyüten kadınlar, çocuklarının balıkçı olmasını istemiyor, kendileri ise bu tutkudan vazgeçemiyor. Yaşadıkları zorluklara rağmen denizden vazgeçmeyeceklerini, “Deniz aç bırakmaz. Ölünceye kadar denizdeyiz. Deniz başkadır, herşeyi her acıyı unutturur” diye dile getiriyorlar. AKD Başkanı Kızılkaya’ya göre, mevcut balıkçı kadınların ardından başka nesil gelmeyecek ve kadın balıkçılık kültürü tarihe karışacak.

Muğla kıyılarında her biri 20 yıldan fazla balıkçılık yapan kadınların hayatı, AKD tarafından kısa filme çekildi. AKD tarafından 2012’e başlatılan Ege’nin Kadın Balıkçıları projesi kapsamında çekilen filmde kadın balıkçılar, yaşadıkları zorlukları, denizdeki hayatı ve deniz sevdasını anlattı.

Balıkçı kadınların, ilk başta kocalarının yanında tayfa olarak mesleğe başladığını belirten AKD Başkanı Zafer Kızılkaya, “Bundan sonra başka nesil gelmeyecek ve balıkçı kadınlar kültürü yok olacak” dedi. Proje kapsamında Gökova Körfezi’nde 20, Bozburun – Datça yarımadasında da 100 kadına ulaştıklarını anlatan Kızılkaya, “Dünyanın hiçbir yerinde denizde direk balıkçılık yapan kadın yok. Eşlerinin yanında tayfa olarak başlamışlar, çünkü eşleri başkasını çalıştırsa ücret ödeyecek, buna da ekonomik durumları elverişli değil. Kadınlar daha sonra da bunu meslek haline getirmişler, fakat tekneleri eşlerinin adına kayıtlı olduğundan, kadınların adı istatistiklerde yok” dedi.

Balıkçı kadınların denizden arda kalan zamanlarında ev işlerini yaptıklarını, çocuk büyüttüklerini belirten Kızılkaya, “Bu çalışmayla hem dertlerini dinledik, hem de nelere ihtiyaçların olduğunu tespit ettik. Birçoğu sahip oldukları hakların farkında değil. Kadın hakları ve sürdürülebilir balıkçılık konusunda bilgi vermeye çalıştık. Kendilerine, ihtiyaçlarım olan balıkçılık malzemeleri hediye ettik” diye konuştu.

Bölgedeki balıkçı kadınların her birinin 20 yıldan fazla denizde olduğunu söyleyen Kızılkaya, şöyle devam etti: “Çocuklarının balıkçılık yapmasını istemiyorlar. Kadın balıkçılık kültürü bu kadınlarla birlikte kaybolacak. Çünkü ikinci nesil gelmiyor. Balıkçı kadınların haklarının daha iyi korunması, ilgi gösterilmesi, iyi şartlarda çalışmalarını sağlamak gerekiyor. Bu yönde proje geliştirerek hayata geçirmeye çalışıyoruz”

“Deniz her acıyı unutturuyor”

Denizin kendisi için bir tutku olduğunu vurgulayan 50 yaşındaki Gülümser Ölmez, “Yaklaşık 35 yıldır balıkçılık yapıyorum. Eskiye göre balık azaldı ama, deniz aç bırakmaz. Zor olmasına rağmen 3 çocuk büyüttüm. Çocuklarımdan biri 1 haftalıkken denize çıktım. Herşeye rağmen denizde yaşamak güzel. Deniz olmasa aç kalırız. Günlerce balık tutmasam yine denize gider ağ atarım. Deniz başka, herşeyi ve her acıyı unutturuyor. Ölünceye kadar denizde olacağım” diye konuştu. Ölmez, AKD’nin kendilerine, başta malzeme olmak üzere çeşitli destekler sağladığını, devletten de destek beklediklerini söyledi.

Ülkü Ölmez: “Balıkçılık yapmaktan bazen memnunum, bazen de değilim. 20 yıldan fazla zamandır denizdeyim. Önceden korkuyordum, sonra alıştım. Ailece balıkçıyız. Çocuklar denizde büyüdü, yaz aylarında tekneye geliyorlar ama onların balıkçı olmasını istemiyorum. Okusunlar. Balıkçılık nereye kadar gider bilemiyorum. Eskisi gibi balık bol değil ama, deniz aç bırakmıyor”

Gülsüm İskender de 20 yıldır balıkçılık yapan kadınlardan, “Elbette zorlukları çok. Özellikle kışın soğuk, yağmur ve fırtına ile de mücadele ediyoruz. Buna rağmen ağları, oltaları toplayıp istirahat etmek, koyları gezmek keyifli. Malzeme ve mazot pahalı, balığı ucuza satıyoruz. Yine de baba ve eş mesleği diye devam ediyoruz. Balıkçılığın sonunu iyi görmüyorum” diyerek ilerisi için umutsuz olduğunu belirti.

Bu haber toplam 76 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.