Milli Parklar ve SİT alanlarını bekleyen tehlike!

2010 yılında bu yana TBMM gündeminde yer alan ve geçtiğimiz günlerde ilgili komisyona havale edilen tasarının yasalaşması durumunda SİT alanları ve Milli Parklar yatırımcılara açılacak. Yeni yasaya göre Doğa Korumu yetkisi...

Milli Parklar ve SİT alanlarını bekleyen tehlike!

2010 yılında bu yana TBMM gündeminde yer alan ve geçtiğimiz günlerde ilgili komisyona havale edilen tasarının yasalaşması durumunda SİT alanları ve Milli Parklar yatırımcılara açılacak. Yeni yasaya göre Doğa Korumu yetkisi tek elden ilgili bakanlıkta toplanacak ve Milli Parklar Kanunu yürürlükten kaldırılacak. Meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve çevreciler tasarıya büyük tepki gösterirken, tasarının yasalaşması durumunda SİT alanlarında ve Milli Parklarda büyük bir talanın yaşanacağı sürülmüştü.

Muğla, SİT ve Milli Parkların en fazla olduğu illerinin başında gelirken, Türkiye genelinde 42 Milli Park, 2 bin 134 SİT alanı, 210 Tabiat Parkı, 31 adet de Tabiatı Koruma Alanı bulunuyor.

Ülke geneli ve Muğla’daki Milli Parklar ve SİT alanlarını büyük bir yapılaşma tehdidi bekliyor. 2010 yılından bu yana TBMM gündeminde bulunan ve 24 Mayıs’ta ilgili Komisyona havala edilen tasarının yasalaşması durumunda Milli Parklar Kanunu yürürlükten kalkacak ve yatırımcıların taleplerine açılacak.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2010 yılından bu yana TBMM’nde bulunan ‘Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’, Başbakan Binali Yıldırım tarafından TBMM Başkanlığına gönderildi. 2013’te Meclis’ten geçirilmek istenen ancak gelen tepkiler üzerine geri çekilen tasarı, kamuoyunda ‘tabiatı bozuk yasa’ olarak tanımlanmıştı. 24 Mayıs’ta ilgili komisyona havale edilen tasarının yasalaşması durumunda Türkiye’de yürürlükte olan doğa korumayla ilgili yasalar tek bir çatı altında toplanacak, milli parklar kanunu yürürlükten kaldırılacak.

Korunan alanların, turizm yatırımları başta olmak üzere enerji, sanayi ve inşaat yatırımlarına açılacağı gerekçesiyle tasarıya karşı çıkan sivil toplum örgütleri, koruma anlayışında toptancı yaklaşımın kabul edilemez olduğunu savunmuştu.

Bakan Eroğlu: Bu yıl çıkaracağız

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanan ve 2010 yılından bu yana Mecliste bekletilen ‘Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’ Başbakan Binali Yıldırım’ın imzasıyla Meclis Genel Kurulu’na gönderildi. 24 Mayıs’ta ilgili komisyona havale edilen tasarıyla ilgili Nisan ayında bir açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu’nu ilgili bütün kurumların görüşlerini dikkate alarak, geçen dönem hazırlayıp Meclise sevk etmiştik, komisyonlarda görüşüldü, Genel Kurul’a da intikal etti.

Genel Kurul’da gerçekten çok fazla kanun teklifi olduğu için maalesef görüşülemedi, kadük kaldı. Avrupa Birliği ile de görüşerek, Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlayacak değişiklikler yaparak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu’nu tekrar Bakanlar Kuruluna oradan da Meclise sunacağız. Bu yıl bu kanunu çıkarmak istiyoruz” demişti.

Milli Parklar Kanunu yürürlükten çıkacak

Tasarının yasalaşması durumunda 1983 yılından bu yana yürürlükte olan 2973 sayılı Milli Parklar Kanunu yürürlükten kaldırılarak. Korunan alanlarda turizm yatırımları başta olmak üzere enerji, sanayi ve inşaat yatırımlarının yolu açılacağı endişelerini beraberinden getiren tasarı, korunan alanların kiralanmasından işletilmesine kadar bir çok yeni düzenleme getiriyor

Yetki tek elde toplanıyor!

Doğa koruma alanlarından yalnızca Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nı yetkili kılmayı öngören tasarı, yasalaşırsa özel veya tüzel kişilerin talep etmeleri durumunda doğal sit alanlarının derecesi düşürülebilecek, sınırları değiştirilebilecek, koruma statüsü kaldırılabilecek

Yatırımcıların taleplerine açılacak!

Tasarıya yönelik eleştirilerin başında, uluslararası öne sahip korunan alanların yatırımcıların talepleriyle elden çıkmasına zemin hazırlanacağı iddiası geliyor. Getirilen yeni düzenlemelerin, ‘korumayı’ değil, ‘kullanmayı’ öngördüğü eleştirisine neden olan tasarıyla, ülke yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 5’ine karşılık gelen korunan alanların korumasız bırakacağından endişe ediliyor.

Tasarı Muğla’ya çok yakında ilgilendiriyor

Kanun tasarısı SİT ve Milli Parklar açısından oldukça zengin olan Muğla’yı da çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye’de korunan alanlar iki ayrı bakanlığın yetkisinde bulunuyor. Milli Parklar, tabiat parkları ve tabiatı koruma alanı gibi orman statüsüne sahip alanların ilan etme, kullanma ve koruma yetkisi Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda. Doğal sit alanları ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluluğunda. Buna göre Türkiye’de 42 milli park, 210 tabiat parkı, 31 adet de tabiatı koruma alanı bulunuyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluluğunda bulunan Türkiye’nin doğal sit alanlarının sayısı ve yüzölçümleri ise Eylül 2014 itibari ile şöyle sıralanıyor: 1. Derece Doğal SİT Alanı: Bin 090 adet (1 milyon 208 bin 624 hektar), 2. Derece Doğal SİT Alanı: 334 adet (227 bin 409 hektar), 3. Derece Doğal Sit Alanı: 536 adet (173 bin 318 hektar). Bunun yanı sıra ayrıca 108 niteliği belirsiz, 63 sürdürülebilir, 3 tane de nitelikli korunan doğal alan bulunuyor.

Önümüzdeki günlerde ilgili komisyonlarda görüşülmesinin ardından onaylanarak yasalaşması beklenen tartışmalı kanun tasarısına meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve çevreciler büyük tepki gösterirken, tasarının yasalaşması durumunda Milli Parklar ve SİT alanlarında çok büyük bir yapılaşma yaşanacağı ve büyük çevre katliamları ve kirliliğinin yaşanacağını ileri sürmüşlerdi.

Bu haber toplam 79 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.