Kozmetiğe Muğla Standardı Gelecek

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde biyokimya-biyoteknoloji profesörü Nazan Demir, Üniversite bünyesinde kurulan Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde geliştirdikleri ürünlerin endüstriyel olarak üretime geçmesi...

Kozmetiğe Muğla Standardı Gelecek

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde biyokimya-biyoteknoloji profesörü Nazan Demir, Üniversite bünyesinde kurulan Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde geliştirdikleri ürünlerin endüstriyel olarak üretime geçmesi için destek bekliyor. Merkez’deki ürünler üretime geçtiği takdirde tüm Muğla’nın tamamı istihdam edilse bile yeterli olmayacak genişlikte bir iş alanı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Demir, gerekli destek verildiği takdirde kozmetik sektöründe dünyanın kalbinin Muğla’da atacağını dile getirdi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kozmetik Ürünler Uygulama Ve Araştırma Merkezi (KOZMER) kurucusu Prof. Dr. Nazan Demir, kurdukları merkezde öğrencileriyle birlikte gerçekleştirdikleri AR-GE çalışmalarıyla parfüm, saç ve cilt bakım kremleri başta olmak üzere pek çok kozmetik ürün geliştirdi.

“KOZMER FARKINDALIK SAĞLIYOR”

2014 yılında kurulan KOZMER’in çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Nazan Demir; “Merkez çok yönlü çalışıyor. Biz merkezin çalışmalarını sadece ürünlerle sınırlamıyoruz. Yani merkez bir tanıtım faaliyeti yapıyor. Bana göre en önemli faaliyeti farkındalıktır. Diğer her şey onun bir sonucudur. 2014’te kuruldu, kuruluşundan bu yana geçen beşinci yılında gerek CNR’da, gerek ulusal ve uluslararası fuarlarda gerek sayısız konferans, 9 tez, 15’e yakın proje, gerekse kitaplar, yaz okulları açılış ve çok sayıda şu anda Bakanlığa bildirimi yapılmış 30 kadar ürün var. Ama bunun haricinde bildirimi yapılmamış ama bütün AR-GE’si tamamlanmış nano teknoloji içeren çok sayıda ürün geliştirmiş, patent başvuruları yapmış, marka geliştirmiş ve çok yönlü yine Muğla Meslek Yüksekokulu altında Kozmetik Kimyası ve Teknolojisi Bölümü’nün açılmasına öncülük etmiş, bu konuda sadece bu konuda değil bütün ülke genelinde bir farkındalık yaratmıştır.” ifadelerinde bulundu.

“KOZMETİK SEKTÖRÜ HAFİFE ALINIYOR”

Kozmetik sektörünün kadınların süslenmesiyle sınırlandırılarak hafife alınmayacak kadar önemli ve büyük bir pazar yapısı olduğunu ve KOZMER’de üretilen ürünlerin endüstriyel olarak pazara girmesi durumunda tüm Muğla’da istihdam sağlanacağını belirten Demir; “Muğla’da kesinlikle bir istihdam yaratacak. Bundan zerre kadar kuşkumuz olmasın. Yani Muğla gerek yer altı kaynaklarıyla, zengin metal rezervleriyle ki bunlar da kozmetik sektörünü de ilaç aktifleri sektörünü de destekleyecek. Örneğin diş macunlarında kullanılan feldspat Muğla’da çok miktarda vardır. Burada çok miktarda, doğal boyalarda, saç boyalarıyla ilgili çok ciddi destek olabilir, nar kabukları endüstriyel atık olarak çok iyi bir kaynak olabilir. Yani burada Muğla’nın tamamı bu işin içinde çalışsa bile yeterli olmayacak kadar ciddi bir istihdam sağlanabilir. Burada bahsettiğimiz sektörün sadece parfüm ayağı 40 milyar dolardır. Saç renklendiricileri pazarı 300 milyar dolardır. Bizim market alışverişlerimizin ortalama 3’te 1’ini oluşturan deterjanlar bu sektörün kapsama alanı alındadır. Yeniden ve ısrarla altını çizerek söylüyorum ki; kozmetik sektörü dediğiniz şey dünyanın en büyük 3’üncü pazarıdır. Kadınların süslenmeleriyle alakalı hafife alınacak, kolaya kaçılacak bir sektör değildir. Bir uçak yapmak zaman alabilir, bir tank yapmak zaman alabilir. Bunlar hiç kullanılmasa keşke ama biz kozmetik endüstrisi altındaki deterjanları, şampuanları, boyaları, nemlendiricileri istisnasız her gün kullanırız. Bunlar son derece çevreci bir şekilde üretilebilir. Çok iyi bir kadın istihdam alanıdır. Her kadın evinin bahçesinde mikrokredilerle bile çiçek yetiştirebilir. İş ki bunları organize edebilmemiz. Muğla’da hala bir teknoparkın kurulamamış olması, son derece büyük bir eksikliktir. . Sadece burada milli bir davadan bahsettiğimi de vurgulamak istiyorum ve burada üniversitenin, yerel yönetimin, Ankara’nın el ele olması gerektiğine inanıyorum. Halk zaten bu işin en önemli ayağıdır ve en başından beri yanımdadır. Bir kez daha diyorum ki; hiyerarşi dediğimiz şey yukarıdan aşağı olmaz, aşağıdan yukarı doğru olur. Halkın elini tuttuğu bu projeyi diğerleri de desteklemek zorundadır. Desteklemezlerse bana karşı değil ama halkın vicdanında mahkum olacaklarını er ya da geç bunun hesabının sorulacağını da bilmeleri gerekiyor.” diye konuştu.

“KOZMETİĞE MUĞLA STANDARDI GELECEK”

Destek gördükleri takdirde kozmetiğe Muğla standardı getirilebileceğini vurgulayan ve bunun olması için bazı eksikliklerin giderilmesi gerektiğini kaydeden Demir şöyle devam etti: “Buradan çıkan bütün ürünler çok nitelikli ürünlerdir. Çünkü hepsi bir projenin, bir tezin çıktıları olarak ortaya çıkmıştır. Yani bunların hiçbirisi rasgele ürünler değildir, hepsinin arkasında ya bir yüksek lisans tezi vardır ya bir doktora tezi vardır ya bir araştırma projesi vardır. En azından 32 yıllık bir hocanın, 14 yıllık bir profesörün bir bilgi birikimi vardır. Ama tabii ki Eczacılık Fakültesi , Kozmetik Fakültesi bir an önce faaliyete geçirilse, kurulsa, bu tesiste tıp fakültesinde intern olarak öğrencilere eğitim alması gibi modüller oluşturulabilir. O zaman gerçek anlamda ürünler geliştiren nitelikli sanayici içinde iş yapabilen kalifiye eleman sağlanabilir. Çünkü bu sektörün en önemli sorunu Türkiye'de kalifiye eleman sorunudur. Mesela sistem için çok nitelikli öğrenci yetiştirilebilir ve bana yıllar önce Ankara'da söylenen bir şey vardı; demişlerdi ki hocam lütfen biraz çabalayın kozmetiğe Muğla standardı gelecek demişlerdi. Türkiye'de kozmetiğe Muğla standardı getirebiliriz. Biz biz bunu yıllardır yapabilirdik. Maalesef Güney Ege Kalkınma Ajansı üstünden Yerkesik’de yapılan pilot tesis çalışır halde değildir. Kısa sürede çalışacak gibi de görülmemektedir. Bunun nedeni mali sıkıntılar değildir tamamen kişilerle ilgili yani kişilerin bakışı ile alakalıdır. Bu ülkenin kaynağı vardır. Bu ülkenin her türlü şeyi vardır. Çünkü Türkiye büyük bir ülkedir gerçekten büyük bir ülke bir dünya devi olmak için de önünde sadece eski tip bürokrasi, eski tip yönetici ve belki önyargılar vardır. Teknopark için hala bir temel atma görmüyoruz. Yani bu söylemleri biz uzun yıllardır dillendiriyouz, şu ana kadar bir temel atma görmüyorum veya bu başladı, ne zaman bitecek bilmiyorum ama küresel ekonomi dediğimiz şey çok hızlıdır, her şey çok hızlı değişir. Teknopark’ta bir şirket kurulmalıydı. Dolayısıyla bu üniversite çok ciddi bir zaman kaybetmiştir. En azından bir binayı kiralama, orada harekete geçirmek yoluna da gidilebilirdi. Yani şart değildir bir bina, o bina bitinceye kadar üniversitenin başka bir biriminde, şehirdeki başka bir atıl durumdaki binada bir yerlerde bu şirketler en az 4 yıl 5 yıl önce bana göre faaliyete geçmeliydi.”

“MUĞLA’DA HER TÜRLÜ İMKAN VAR”

Prof. Dr. Nazan Demir, kozmetik ürünler üretmek için Muğla’da her türlü imkan olmasına rağmen değerlendirilmeyerek Avrupa ülkelerinden gelenlerin bu imkanları kullandıklarını belirtti.Demir, ifadelerine şöyle devam etti: “ KOZMER bence şu anda bile büyük oranda başlangıç hedeflerine ulaştı. KOZMER bana göre bağımsız bir enstitüye dönüşebilir. Bütün Ortadoğu’nun konuyla ilgili araştırmacılarını toplayan CERN benzeri büyük bir kozmetik ve ilaç aktifleri üretme merkezine dönüşebilir. Belki bu şekilde çok daha hızlı yol alabilir. Belki bağımsız bir enstitü ve bağımsız bir araştırma merkezine dönüşmesi önündeki bir takım bürokratik ve önyargılara dayalı engelleri aşması konusunda faydalı olacaktır. Ama en azından başlangıçta hani araba bazen bir araba bir patinaja düşer, arkasından hafifçe itersiniz ve yoluna devam eder. Bana göre bu patinaj devlet eliyle çıkarılmaldır. Sonrasında zaten Dünya Bankası’ndan ya da Avrupa Birliği projelerinden kaynak bulması hiç sorun olmayacaktır. Hatta kendi üretimleriyle bile bunu başaracaktır. Kimseyi hedef almak istemiyorum. Ben bir bilim insanıyım ve kendimi her türlü siyasi düşüncenin, yapının, oluşumun üzerinde tutmak istiyorum. Sadece diyorum ki; Muğla’ya karşı yapılması gereken şey vatani bir görevdir. Hele de Türkiye’nin içinde bulunduğu bu kritik coğrafyada dört bir yanı savaş halindeyken asıl savaşlar ekonomik olarak, masada para üzerinden verilirken , bu kadar büyük ve değerli kaynakların yok edilmesi, başkalarının kullanılmasına müsaade edilmesi , ülkemizin bu alandaki ithalata zorlanması çok ama çok yanlış ve ilerde mutlaka yeni nesillere hesap vereceğimiz kangren olmuş bir sorun noktasındadır. Bir şekilde acilen çözülmesi gerekir , burada halk dışında herkes kendini çok ciddi sorgulamalıdır.”

“PAZARDAKİ KADINLARIN ENTELEKTÜEL SEVİYESİNE ERİŞİLMELİ”

Prof. Dr. Nazan Demir “Keşke bu şehrin yöneticileri pazardaki köylü kadınların bilincine erişebilse. Yani yanlış anlaşılmasın, bu şehrin bir an önce pazardaki köylü kadınların entelektüel düzeyine erişmeleri gerekiyor, onların yıllarca önce anladığını bir an önce anlamaları gerekiyor.” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.

Özel Haber: Sevil Yılmaz

Bu haber toplam 175 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.