“ Böyle bir felakete ‘Evet’ diyemem”

Muğla Barosu tarafından düzenlenen konferansta konuşan İstanbul Barosu Eski Başkanı Doç.Dr. Ümit Kocasakal, getirilmek istenen yeni başkanlık sistemi ile millet iradesinin tamamen ortadan kaldırılacağını ve Türkiye’nin bir...

“ Böyle bir felakete ‘Evet’ diyemem”

Muğla Barosu tarafından düzenlenen konferansta konuşan İstanbul Barosu Eski Başkanı Doç.Dr. Ümit Kocasakal, getirilmek istenen yeni başkanlık sistemi ile millet iradesinin tamamen ortadan kaldırılacağını ve Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu ileri sürerek; "Ben böyle bir felakete 'evet' diyemem . Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir söyleşisinde, güçlü Türkiye'den eyaletlere bölünmüş bir ülkeyi açık açık söyledi. Bu anayasadan sonra millet kendi kendini yönetemeyecek. Bizi bir kişi yönetecek. Bu kadar yetkiyi ben evde anama babama vermiyorum. Başımız ağrıdığında doktora gitseniz doktor başımızı mı kesiyor, ilaç mı veriyor? Başınızı keserse de ağrınız gider ama baş da gider. Bu yaptıkları başı kesmek. Ben böyle bir felakete ‘Evet’ diyemem” dedi.

İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal; “Biz Çanakkale’de ve milli mücadelede bunca şehidi 94 yıl sonra tekrar egemenliği milletten alarak tek bir kişiye devretmek için mi verdik?” dedi.

Muğla Barosunun Gazi Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Neye Evet, Neye Hayır” paneli için Muğla’ya gelen İstanbul Barosu Eski Başkanı Ümit Kocasakal, paneldeki konuşmasında 16 Nisan'daki referanduma milli bir refleks olarak bakılması gerektiğini ve Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu söyledi.

Kocasakal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “16 Nisanda ülkeyi yönetecek iktidarı belirlemiyeceğiz ve 16 nisanda ‘Evet’ denildiğinde bir partiye oy verilmiş olmayacak. ‘Hayır’ denildiğinde ise başka bir partiye oy verilmiş olmayacak. Evet dense de hayır dense de bir siyasi parti kazanmayacak, bir siyasi parti kaybetmeyecek. Bunun sonucunda ya Türkiye kazanacak ya da Türkiye kaybedecek.”

“Atatürk’süz Çanakkale zaferi olamaz”

Tartışılan bu sistemin daha önce dünya’da uygulanmış tek bir örneği olmadığına işaret eden Kocasakal, konuşmasında şunları kaydetti: “Bu hafta Çanakkale Zaferinin 102. yıldönümü kutladık. Orada Türk milletine ve kahraman Türk askerine komuta eden Mustafa Kemal Atatürk’ü mutlak surette anmak gerekiyor. Atatürk’süz bir Çanakkale Zaferi olamaz. Büyük bir kahramanlık destanıdır. Ama üzüntüm şu Atatürk sanki hiç yokmuş o ordulara hiç kimse komuta etmemiş gibi bir hava yaratılmasını hem şehitlere hem Atatürk’e hem de Türk milletine karşı bir saygısızlık, vefasızlık olarak görüyorum.”

Kuvvetler ayrılığına vurgu yaptı

Konuşmasında kuvvetler ayrılığına da vurgu yapan Kocasakal; “Başbakan diyor ki köprü yapıyorlarya “Çanakkale geçilmez diyorlardı bakın şimdi geçiyoruz’’ Biz Çanakkale de ve ardından milli mücadelede ve bugüne kadar bunca şehidi 94 yıl sonra tekrar egemenliği milletten alarak tek bir kişiye devretmek için mi verdik.

Biz zaten bu milli mücadeleyi emperyalizme karşı verip de manda ve himayeyi kabul edilememesinin bir tezahürü olan egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olmasının bir sistematik ifadesi olan Cumhuriyet için vermedik mi?

Acaba şimdi hangi gerekliliklerden dolayı tekrar millet egemenliğini milletten koparıp bir kişiye devretmek suretiyle ve bütün kuvvetleri ve yetkileri tek bir kişide toplamak suretiyle monarşiye geçiyoruz. Nedeni ne ? Ülkenin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasıyla alakalı bir halk oylamasına gidiyoruz. Mevcut iktidar milli egemenlik üzerinden algı yönetimi yapıyor.

Kendilerine oy vermeyen seçmen kitlesi millet değil mi? Mevcut iktidara oy veren kitle seçmendir. Egemenlik hilafetle, saltanatla başkaca herhangi bir güçle paylaşılamaz.

Bugüne bu kadar bu coğrafyada yaşayıp ebediyete intikal etmiş olan, bugün yaşayanlar, ileride yaşayacak olanların tamamı milleti temsil eder. Halk milletin bir alt kategorisi. Seçmen onun da bir alt kategorisi. Onun da bir alt kategorisi iktidara oy veren seçmen. Türk milletinin egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar aracılığıyla kullandığını ifade eder.

Millete ait olan egemenlik hiçbir kişiye veya kuruma devredilmiyor, meclis de dahil. Bu olmazsa seçmen iradesi millet iradesinin üstüne çıkar. Milli egemenlik 5 yılda bir oy kullanmak değildir. Görev süresince iktidarı da denetlemeyi gerektirir. Getirilmek istenen anayasada bu mümkün olmuyor." Şeklinde konuştu.

“Eyaletlere bölünmeyi açık açık söyledi”

İktidarın referandum öncesi 'hata yapmayan insan modeli' algısı yarattığını kaydeden Ümit Kocasakal; "Ben böyle bir felakete 'evet' diyemem. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir söyleşisinde, güçlü Türkiye'den eyaletlere bölünmüş bir ülkeyi açık açık söyledi. Bu anayasadan sonra millet kendi kendini yönetemeyecek. Bizi bir kişi yönetecek. Bu kadar yetkiyi ben evde anama babama vermiyorum. Başımız ağrıdığında doktora gitseniz doktor başımızı mı kesiyor, ilaç mı veriyor? Başınızı keserse de ağrınız gider ama baş da gider. Bu yaptıkları başı kesmek" dedi.

16 Nisan'da bir genel seçim yapılmayacağının altını çizen Ümit Kocasakal, siyasi iktidarın yönetiminden memnun olan seçmenin genel seçimlerde tercihini yapacağını kaydetti. Kocasakal, "Bu olaya bir partiye bağlılıkla veya karşıtlıkla, bir kişiye duyduğumuz sevgi yada nefret ile bakamayız. Tamamen meseleye milli bir refleks ve şuurla bakmak zorundayız" şeklinde konuştu.

Bu haber toplam 87 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.