Başkanlardan Kissebükü’ne destek

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ile Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon beraberindekilerle birlikte Kissebükü'nde incelemelerde bulundu.Gökova’nın cennet koylarından, Mavi Yolculuğun ilk durağı olan Kissebükü...

Başkanlardan Kissebükü’ne destek

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ile Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon beraberindekilerle birlikte Kissebükü'nde incelemelerde bulundu.

Gökova’nın cennet koylarından, Mavi Yolculuğun ilk durağı olan Kissebükü Adalıyalı Mevkii’nde yapılacak tatil köyü projesinin iptal edilmesi ve durdurulması için hukuk mücadelesi veren Bodrumlu sivil toplum kuruluşlarının mücadelesi sürerken, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'un da aralarında bulunduğu bir heyet koya gitti.

Ziyarette, Muğla Milletvekilleri Ömer Süha Aldan, Prof. Dr. Nurettin Demir, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, CHP Muğla İl Başkanı Mürsel Alban, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen başta olmak üzere çok sayıda vatandaş katıldı.

Kocadon: “Yerel yönetimin fikirleri Ankara'da iyi değerlendirilmeli”

Her yıl binlerce yat ile yüz binlerce turistin sadece denizden ulaşabildiği ve yapılaşma tehlikesinin yaşandığı Kissebükü koyunun birinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı olması yanı sıra Mavi Yolculuğun ilk ve son durağı, Gökova Körfezi’nin giriş kapısı olarak kabul edilmesinden ötürü buradaki yapılaşma kararı, çevreci kuruluşların ve vatandaşların tepkisine yol açıyor. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon da vatandaşların yanında olarak "Yerelin elini, kolunu  bu kadar zayıflatırsanız  her şeyi merkeze toplarsanız yatırımcı ile yereli ve yerel halkı karşı karşıya getirirsiniz. Biz yatırıma karşı değiliz yatırım da olsun ama bu yatırımlar yapılırken bu yerlerin tarihi geçmişi, bu halk üzerindeki etkinliğini ancak yerel bilir. Ben bilirim Kissebükü'ne  ne olduğunu, mavi yolculuğun nasıl başlatıldığını ben bilirim ve ben son yaş grubuyum. Benim büyüklerim Kissebükü'nü farklı anlatıyorlar, ben farklı anlatıyorum çünkü onlar daha yeşil bir Gökova ile bugüne geldiler. Ben biraz daha ağaçları yanmış bir Gökova görüyorum ama benim çocuklarım veya torunlarım hiç değilse onlar beton görmesinler, bunun mücadelesini hep beraber yapalım. Bunun için de yerel halkın görüşlerinin ve yerel yönetimin fikirlerinin Ankara'da iyi değerlendirilmesi lazım. Bakın mevcut irade burayı tahsise çıkarmış, yatırımcı bir arkadaşımız da almış. Peki, bu arazi tahsise çıkarken yerel halkın veya yerel yönetimin fikri alındı mı çok merak ediyorum. Bence sorulmadı. Şimdi yerel yönetimle halk karşı karşıya onun için biz tavrımızı baştan beri belli etik. Daha önce de kendi teknemle geldim biliyorsunuz, eylem yaptım, imza kampanyaları ve demeçlerim var. Şimdi ise tekrar geldik. Hava şartları güzel olsaydı değerli başkanım ve milletvekillerimi kendi teknemle getirecektim ama böyle karadan geldik bu sefer. Havalar güzelleştiğinde kendi teknem ile hem büyükşehir belediye başkanımı hem de milletvekillerimi getirerek bir kez daha sesimizi duyuracağız. Yatırımcı firmayla görüşmedik. Bir kere gelmişlerdi bir daha görmedik sanırım onlar da kendi hukuksal mücadelesini devam ettiriyor. Onların da artık halkla karşı karşıya gelmek istediklerini sanmıyorum." dedi.

Gürün: “Zihinleri değiştirmemiz lazım”

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün de bu tür işler yapılırken sivil toplum örgütlerine sorulması gerektiğini ifade ederek, "Bakanlık ile ilgili çalışmalarda sivil toplum örgütlerinin de görüşlerini almalıyız. Bakın Muğla'da 1480 km sahil bandı var ve dantela gibi işlenmiş bir sahilimiz var, çoğu da plansız alanlar içinde. Bu şekilde parçacı bir usulle burada daha önce turizm bakanlığının vermiş olduğu bir ruhsatla bir otel yapılması buraya saplanan bir hançer gibidir. Biz yerelleşiyorsak o zaman bu merkezi güç ve yaptırıcı dayatıcı gücün olmaması gerekiyor. Biz kendi sahillerimizi, kendi topraklarımızı yerelde çok daha iyi koruyabilir ve geleceğe taşıyabiliriz. Yoksa Ankara'dan alınan kararlarla bizi bir takım konulara mecbur etmemeliler. Büyükşehir belediyesi olduk, büyükşehir belediyesine bir hak verdiler. Neden büyük şehir oluyoruz, konusuna verdikleri cevapta plan bütünlüğü ve disiplini denildi. Bu kanun çıkmadan iki üç ay önce de her türlü alanda plan yapmak ruhsat verme yetkisini de kendilerine aldılar. Zihinleri değiştirmemiz ve yerele yetki ve kaynak aktarmamız lazım. Ben kendi evimi, kendi bahçemi geleceğe taşıyacak şekilde doğa saygılı ve bu güzel coğrafyanın bozulmadan geleceğe taşınması için gerekli hassasiyeti gösteriyorum. Devlet de bize denetleme gücünü göstersin, koyduğu ana kurallar çerçevesinde denetlemesini yapsın. Problem buradadır. Kissebükü bir örnek, Dalyan bir örnek. Ben yerelleşmişim, büyükşehir olmuşum ama büyükler baba olarak bütün güç bende, ben bu gücü istediğim gibi kullanırım anlayışının değişmesi lazım. Bu anlayış değişirse Kissebükleri daha fazla yaşar  ve mücadelemize devam ederiz. Ben Kissebükü ile ilgili yapılan mücadeleyi ve mücadele içinde yer alan tüm kişi ve kurumları kutluyorum. Belli usul dahilinde demokratik haklarını kullanıyorlar buna kulak vermek lazım. Biz de büyükşehir olarak, Bodrum Belediyesi olarak her türlü hukuki mücadeleyi yapıyoruz ama bu anlayışın değişmesi için siyasi erkin değişmesi lazım ve yerele önem veren, halkına önem veren bir zihniyetin oluşması lazım ve de Muğlalıların buna gerekli cevabı vereceğinden eminiz." şeklinde konuştu.

Bu haber toplam 81 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.